Kafein dünyada en yaygın tüketilen psikoaktif maddedir. Yani sinir sistemimiz üzerinde etki yaratıp, beyin işlevlerini değiştirerek ruh halinde ve davranışlarda değişikliklere neden olur. Uykuyu erteleyen, yorgunluk hissini kaldıran uyarıcı bir maddedir. Fransızca bir kelime olan ‘’cafe’’ den köken alır. Dünya üzerinde tüketilen kafeinin büyük çoğunluğunu çay ve kahve oluşturmaktadır.
Kafein,sabunağacıgiller ailesinden küçük kırmızı meyveli tropik bir bitki türü olan Guarana, Paraguay çayı ‘’mate’’ ve çay bitkilerinde oldukça fazla bulunduğu için guaranin, matein ve tein adlarıyla da bilinir. Kafein altmışa yakın bitkinin farklı kısımlarında bulunan ve işlevi bu bitkileri yiyerek beslenen bazı böcekleri felç etmek veya öldürmek olan bir pestisiddir. Taş devrinden beri insanoğlunun kafein tükettiği bilinmektedir. Bitki kısımlarının çiğnenmesinin yorgunluğu giderdiği, dikkati artırdığı ve ruhsal olarak iyileştirdiğini keşfetmişlerdir. Sıcak suyla demlemeyle de etkisinin arttığını bulmuşlardır.
Kafein, dünyanın her yerinde günlük olarak tüketilen çay, kakao, kahve ve meşrubatlar gibi birçok üründe bulunur. Kahvede 40-180mg/150ml, çayda 24-50mg/150ml, kolada 15-29mg/180ml, kakaoda 2-7mg/150ml ve çikolatada 1-36mg/28g kafein bulunur. Dünyada kafein alımı kişi başı 70-76mg’dır. Bu miktar ABD VE Kanada’da günde 210-238mg. İsveç ve Finlandiya’da alınan kafeinin %80-100’üne yakın oranı kahve kaynaklı olup alım miktarı günde 400 mg’a çıkmaktadır. İngiltere’de de İsveç ve Finlandiya kadar yüksek olmasına rağmen kafein kaynağının %55’i çay, %43’ü kahve, %2’si koladır.
Kafeinin etkileri, alınan kafein miktarına, kişinin vücut ağırlığına ve kafeine olan toleransına göre değişir. Etkileri 1 saatten kısa sürede başlar ve düşük dozlarda 3-4 saate kadar devam eder. Kafein uyku ihtiyacını karşılamaz sadece yorgunluğu erteler. Zihinsel ve fiziksel çalışma kapasitesini artırır.
Düşük doz kafein (20-200mg) daha enerjik hissettirirken yüksek doz kafein(1000mg’ın üzeri)anksiyete neden olduğu kanıtlanmıştır. Uzun süreli aşırı kafein tüketimi çok sayıda psikiyatrik sorunlara yol açabilir. Bununla beraber yüksek miktarda kafein alımı kalp çarpıntılarına neden olur.
Günde 300 mg’dan az kafein alan gebelerde düşük görülmemiştir. Amerikan Pediyatri Akademisi emziren annenin bebeğine karşı kafeini zararlı bir madde olarak görmemektedir. Yine de fazla miktarda kafein alan annenin bebeğinde uykusuzluk görülebileceği için orta düzeyde (2-3 fincan gibi) tüketilmesi önerilmektedir.
Kafeinin yüksek miktarda ve uzun süre kullanımı kafeinizm olarak tanımlanır. Aşırı dozda kafein alımı (400mg’ın üzeri, 3-4 fincan) sinir sistemini aşırı uyarır. İnsanda kısa zamanda alınan öldürücü kafein dozun 10 g (80-100 fincan kadar) olduğu bildirilmektedir. Normal kafein tüketimi ile bu dozlara erişmek mümkün değildir.
İlaç ile zehri ayıran dozudur. Kararında kafein ile sağlıklı günler dilerim.
Kaynak: Beslenme ve Sağlık ‘’İçecekler’’ kitabı.