İlkokulda duvarda asılı dört mevsim tablosu ile okuduğumuz yılların kardan adam günleri Kış bitti , ilkbahar başladı ama geride bıraktığımız Mart ayı açıkça kendisi için söylendiği gibi kazma kürek yaktırdı.
Nisan ayı bile soğuklar sisli puslu günler ile geçiyor. Her sabah doğan güneş ısıtmıyor.
Eskilerin dediği gibi mevsimler kayıyor, kışın ilk ayları bahar , baharın ilk ayları adeta sonbahar..!
Herodot’un o ünlü sözündeki gibi , “ gökyüzünün altındaki , en güzel yeryüzü “ Aydın , ne yapacağı belirsiz havasıyla yazımızın köşe başlığı gibi “ kısa kes Aydın havası olsun “
Havanın değil belki ama , siyasetin sıcaklığını sandıkların koyulacağı 14 Mayıs’a kadar artarak hissediyoruz.
Seçim heyecanı günden güne artarken , geçmiş seçimlerin tebessüm ettiren anılarını paylaşmak istiyorum bugün siz değerli dostlarımla .Gelin bunlardan yaşanmış bir gerçek anıyı birlikte hatırlayalım.
Dönem Çoban Sülü olarak mizah konusu yapılan rahmetli Süleyman Demirel’in Başbakan olduğu yıllar.
Aydın Köşk ilçesinden Adalet partililer rahmetli İsmet Sezgin abilerinin davetlisi olarak o yıllarda Aydın Ankara arasında çalışan Menderes Ekspresi ile Ankara’ya yola düşerler.
Bilmeyenler için hatırlatalım, bir dönem Ulaştırma bakanlığı yapan Nahit Menteşe’nin girişimiyle sefere konulan Menderes ekspresi adında Aydın’dan her gece saat 21.00 gibi hareket eden Aydın-Ankara gece treni çalışırdı. Ben de bir kez bu trenle 1980 yılında yolculuk ettim Ankara ‘ya . O yıllarda hızlı tren olmadığından ertesi sabah 11 gibi varırdık Ankara tren garına .
Gelelim ol gerçek öykü’ye..!
Aydın tren gar’ından yola çıkan Köşk’lüler yataklı kamaraya yerleşirler. Tren Afyon da aktarma yapar ve öğleye doğru Ankara’ya varırlar.
Hemen İsmet bey misafirlerini bir arabayla aldırır Ankara tren garından .
Mecliste öğleyin yemekte ağırlar.
Ertesi gün için Demirel ile Çankaya da Başbakanlık Köşkünde görüşmek üzere randevu ayarlanır
Bir kamu kurumunun Misafirhanesinden ayarlanan odalarına yerleşen Köşk’lü ağır misafirleri için İsmet ve Nahit ağabeyleri akşama da değişiklik olsun diye, Devlet Opera ve bale sahnesinde oynanan bir operaya bilet aldırır. Ancak Bakanlık’ta uzun süren çalışmaları nedeniyle İsmet abi opera’ya gelemez.
Opera ‘ya hiç alışkın olmayan bizim Köşk’lüler gösteri başladıktan sonra “ Bayburt , Bayburt olalı böyle eziyet görmedi “ misali oyun biraz klasik ve ağır ve hatta sıkıcı geldiğinden, bir süre sonra bizim Köşk ‘lülerin canları sıkılır , başlarlar fısıltıyla kendi aralarında sohbete .
Yarın Demirel ile görüşeceklerinden Köşk ilçesinin sorunlarını kendi aralarında önem sırasına göre değerlendirirlerken , sık sık “Köşk” sözünü işiten arka sıradaki Ankara’lı bir bayan Çankaya Köşk’ünü kastederek ;
-“Affedersiniz siz Köşk’tenmisiniz” diye sorar.
Bizim Köşk’ lüler den biri geriye döner
- “evet der nerden bildiniz..?”
Biraz gerinerek ,önüne dönerler ve yanındaki arkadaşının kulağına fısıldar,
-“Ulen” ..der. “Şu Demirel ne yaman adam, Bizim taa Köşk’ ten geldiğimizi Ankara’da herkese duyurmuş..!
****
Gene bir seçim zamanı, Demokrat partiden her ne kadar Nazillili olsa da, Bilecikten seçilen Kuşadasının İzmir’den ayrılarak Aydın’a bağlı ilçe yapılması önergesinde Necati Çelim ile birlikte imzası bulunan Şevki Hasırcı , ilçe, köy, kasabaları gezip kahve ve meydan konuşmaları yapmak için gittikleri İncirliova’nın Acarlar kasabasında bir sürprizle karşılaşırlar. Gelen habere göre Demokrat Partiye karşı kışkırtılan Acarlar’lı gençler sepetlere doldurdukları taşları atmak üzere meydanda bir köşede toplanmışlardır.Durum kendisine iletilince pratik zekalı ve kürsü hakimiyeti kuvvetli olan Hasırcı kürsüye çıkıp hemen söze başlar. “ ACARLAR KÖYÜNÜN ACAR DELİKANLILARI “ ..!
Ellerinde sepetlerdeki taşlarla bekleşen gençler sepetleri yere koyar ve alkışlamaya başlarlar. Ardından ne kadar çalışkan oldukları , Pazar esnaflığından girip ,hamasi siyasi konuşması ve attığı nutuk ile meydandaki herkesin gönlünü kazanır. Bugün bile çalışkanlıklarıyla bilinen Acarlar halkının alkışları arasında taş atmaya gelen gençlerin omuzlarında alandan ayrılır.
***************
Bir başka gerçek anekdotta Bursa dan yine Demirel den ,
“Hazım Adanur” ismini eski Bursa’lıların pek çoğu bilir.
Çünkü Hazım Bey’in babası Hacıbey’in , eski dükkanında mutlaka ünlü Bursa kebabını yemişlerdir.
Hazım ve kardeşi Hüsnü Adanur birlikte sürdürürler baba mesleğini , daha sonra bu geleneği ve en sonunda da yeğenlerine devrederler.
Hazım bey , eski Doğruyol Partili tam bir Süleyman Demirel hayranıdır.
Aslında biraz da merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e benzetirler onu tanıyanlar. Hazım beylerin oturdukları Çekirge’deki apartmanın köyde yetişmiş kapıcısı , kendisini yıllarca “paşa” sanmış, eve her geldiğinde esas duruşa geçip, her gidişinde asker selamıyla uğurlarmıştır yıllardır.
.Kapı ziline kartvizitindeki isim ve unvan bölümünün İngilizcesini kesip yapıştırdığı yazıda
“Hazım Adanur-General Manager” yazar.
Zavallı kapıcı da “General” i , Türk Paşası sanır.
O yıllarda “Baba” lakaplı Demirel de Doğruyol Partisi’nin genel başkanı.
Mitinglerin Bursa kent merkezinde, Heykel’de yapıldığı yıllar.
İki gün sonra da Süleyman bey miting yapmaya gelecek Bursa’ya.
Amacı Demirel’in dikkatini çekip gözüne girmek olan Hazım bey, Heykel’ e açılan Ünlü Cadde’nin girişine bir pankart astırır.
Pankartta aynen şu yazılıdır.
“BABACIĞIM HOŞ GELDİNİZ- M.Hazım Adanur”
Tesadüfe bakın ki, bir süre önce rahatsızlanıp hastaneye kaldırılan babaları merhum Hacıbey, yaklaşık 15 günlük bir tedaviden sonra o gün taburcu olacaktır.
Hazım ve Hüsnü kardeşler babalarını gidip hastaneden alırlar. Fakat Hacıbey önce eve gitmek yerine, Heykelde afişin asılı olduğu Ünlü Cadde’deki dükkanlarına uğrayarak şöyle bir bakmak ister.
Ve tam oraya ulaştıklarında cadde girişine asılan aşağıdaki kocaman afişe takılır gözleri:
“HOŞ GELDİNİZ BABACIĞIM”!..
Biraz da duygulanan hacı babanın ağzından şu laflar dökülür:
“Ne gerek vardı be evlatlarım, niye zahmet ettiniz şimdi?!..”
Demirel için hazırlanan ve caddeye asılan afiş, astıranların da babasına nasip olur..!
Allah mekanını cennet eylesin Demirel’in, İsmet abinin ..!
Siyasetteki engin hoşgörüsü ile bugünkülere taş çıkarırdı yaşasaydı.
SÖZÜN ÖZÜ:
İYİ GÜNLERİNE ALDANIP , DOSTLARIN VAR SANIRSIN,
UNUTMA GERÇEK DOSTU KARA GÜNÜNDE TANIRSIN.