Koronavirüs’ün Çin’de ortaya çıkmasından sonra sert önlemler alınmamış olması bugün Avrupa’nın, Amerika’nın ve dünyanın içinde bulunduğu durumun özeti olarak ifade edilebilir. Yani bizdeki bir özdeyiş ile söylemek gerekirse ‘Yılanın Başı Baştan Ezilmeliydi’ ama o yapılamadı ve bugün bu virüş bir salgın halinde dünyayı etkisi altına aldı.
Türkiye kısmen önlemleri erken alsa da, bir çok Avrupa ülkesine göre, yine de gecikmiş bazı önlemler nedeni ile virüsün etkilediği insan sayısı her geçen gün artıyor. Can kayıplarımızın sayısı da gün gün yükselmekte. Nereye kadar yükselir, nerede durur, ne zaman bu virüs belasını atlatırız kimse bilmiyor. Bilinen bir gerçek varsa o da virüsün bir gün insan vücudunda yaşamayı öğreneceği, insan vücudunun da virüs ile yaşamaya alışacağı gereceği. Ama o gün ne gün bilinmezlik…
Tüm dünya virüse karşı hazırlıksız yakalandı. Yani salgın geliyorum diyordu ama kimse salgın ile ilgili gerekli önlemleri almadı, sınırlarda gerekli önlemleri, termal kameralar ve benzeri önlemleri almadı. Almaya başladığında ise virüs zaten yayılımını tamamlamış kendini gösterme aşamasına gelmişti.
İşte bu hazırlıksızlığı salgın sonrasında da yakalanmamak için bugünden yarının planlamasını da bir yandan yapmak gerekiyor. Bugünden koronavirüs sonrası ülkenin ne durumda olacağı, ekonominin ne boyutta etkilenmiş olacağı, işsizliğin hangi seviyelerde olacağının da simule edilerek gereceği için senaryoların da bugünden hazırlanması gerekiyor.
Evet, bugün salgın ile uğraşmamız gerekiyor. Salgını en az hasarla nasıl atlatırız bunun arayışını yapmamız gerekiyor. Toplumun alınan önlemlere uyması ve bu önlemler doğrultusunda hareket etmesi gerekiyor. Ancak bu günün yarını da var. Bugün devletin açıkladığı ekonomik önlemler paketi içerisinde ifade edilen krediler ne kadar rasyoneldir? Bu kredilerin kullanılması ne kadar akılcıdır bunların da değerlendirilmesi gerekiyor.
Demem o ki, ister küçük ve orta boy işletmeler, ister bireyler bugün bankaların sağladığı kredileri alırken kılı kırk yarmalı ve koronavirüs sonrasını çok iyi öngörmek durumundalar. Bugün dünyayı etkileyen bu salgın sonrasında biç bir şey kaldığı yerden devam etmeyecektir. İşte bunun öngörüsünü ve planlamasını bugün yapmak durumundayız. Yarım çok geç olacaktır tıpkı koronavirüsün Çin’de hızla yayılmaya başladıktan sonra hiçbir önlemi almayıp bugünkü salgını yaşadığımız gibi bir kriz dalgasını da yaşamak durumunda kalabiliriz. O nedenledir ki, bugünden koronavirüs sonrasını planlamamız gerekiyor.
Türkiye bu salgından ne kadar çan kaybı ile çıkar, ne kadar hasar alarak çıkar onu zaman gösterecek. Ancak kırılgan bir ekonomik yapıya sahip ülkemizin koronavirüs sonrasını devleti ve milleti ile birlikte öngörüp planlaması gerekmektedir. Eğer bunu başarabilirsek Türkiye koronavirüs sonrasına bir adın önde başlamış olacaktır…
Koronavirüs dünyada ve Türkiye’de günlük yaşamı etkilemeye devam ediyor. Nerede ise dünya karantina altında. Hangi ülkeye baksanız virüs ve karantinadan söz ediliyor. Şu sıralar Avrupa ve Amerika bu konuda başı çekiyor, eminim ki adı sanı anılmayan ülkeler de koronavirüs etkisi altında ne yapacaklarını şaşırmış durumda.
Avrupa’da bazı ülkelerde sokağa çıkma yasağı uygulanmakta ve sokağa acil ihtiyaçlar için çıkmak durumunda kaldığınızda izin kayığı almanız gerekiyor. Yani öyle bir duruma geldi ki Avrupa, serbest dolaşımlı Avrupa da bakkala gitmek için bile vize uygulanır durumda.
Türkiye’de sokağa çıkma yasağı henüz yok, ancak seyahat kısıtlaması getirilmesi ve zorunlu bile olsa izni olmadan bir şehirden diğerine gitmek yasak. Bir nevi Büyükşehirler sınırlarını kapattılar ve giriş çıkışlar yasaklandı. Bazı illerde karantina altında olan belde ve köyler var. Ama bir yandan da yaşam sürüyor. Fabrikalar açık, işyerleri kısıtlı olsa da faaliyetlerini sürdürüyorlar.
Koronavirüs nedeni ile işinden olan binlerce insan var. Bu insanların kenarda köşede birikimleri olmadığı için çalışmak zorundalar ve işini kaybeden soluğu İŞKUR’un kapısında alıyor yeni bir iş için.