Yerel Seçimler için çalışmalar partiler ve adayları tarafından aralıksız sürdürülüyor.
Bu seçimde seçmenler, adaylar ve partilerin yanı sıra, ortaklar arasında yapılan ittifakın gücünü ve uyumunu da önemsiyor.
Şimdilik Cumhur İttifakında pek sorun görünmüyor.
Millet ittifakı ise, sorunsuz gün geçirmiyor.
Zaten birlikte fotoğraf verdikleri de pek yok.
Verilen fotoğraflar pozisyonlarını kurtarma sadedinde.
2019 yılında Aydın ilimizde damgasını vuran, Jeotermal kuyuları oldu.
Şirket yetkilileri jeotermal kuyusu açılacak yerlerde ciddi direnişle karşılaştılar.
Jeotermal, Aydın için bir zenginliktir.
Bunun farkındayız.
Bir kalemde üstünü çizip atmak ve o zenginliğin toprak altında kalmasını istemek pek akıl karı değil.
Tabi, jeotermal için var olan tabiat zenginliklerimizden ve sağlığımızdan vazgeçecek değiliz.
Geçmişten günümüze ve hatta gelecekte çocuklarımızı beslemeye devam edecek tabiat nimetleri ve güzelliklerini yok edecek şekilde davranmak yanlış.
Mesele, bütün zenginliklerimizden faydalanmaktır.
Bunun mutlaka zararsız bir yolu vardır ve bulunmalıdır.
Bu bakımdan, İlimiz için en önemli mesele; siyasilerin jeotermale yaklaşımıdır.
Biliyoruz, bu güne kadar Büyükşehir, direnen köylülere “Çorba götürmenin” ötesinde dişe dokunur bir şey yapmadı.
Çerçioğlu’da jeotermal zenginlikten faydalanmaktan yana.
Projeleri ve Germencik Ziraat Odası ziyaretinde söylediklerinden bunu anlıyoruz.
İktidar partisi vekilleri ise, jeotermal konusunda inisiyatif almadılar ve
olayların yaşandığı süreçte ”Sınıfta kaldılar.” dememiz gerekir.
Zira, jeotermal kuyuları ve olayların yaşandığı yerleşim ve tarım alanlarında yoktular.
Kendilerini oralarda hiç göremedik.
Köylüler, şirket çalışanları,valilik bürokrasisi ve güvenlik güçleriyle karşı karşıya bırakıldı.
Seçim söylemlerinde sık sık “Aydın için Merkezi hükümetle aynı yöne bakmaktan ve bunun getireceği imkanlardan faydalanmaktan” dem vuruluyor.
Hazır seçim manifestosunda “Çevre duyarlılığı” gündemin baş kısmına yerleşmişken, bu fırsat iyi değerlendirilmeli, insanımız için imkana dönüştürülmelidir.
Bilinmelidir ki; jeotermal konusu basit bir kaç kelamla geçiştirilecek bir mesele değildir.
Cumhur İttifakının adayı sayın Mustafa SAVAŞ, jeotermalle ilgili yapacaklarını açık ve sarih bir şekilde ortaya koymalıdır.
Çevre ve tabiat nimetlerimizi koruyarak, insanlarımızın sağlıkla ilgili endişelerini giderecek projelerini detaylı olarak insanımıza sunmalıdır.
Ki, Büyükşehir ve merkezi hükümetle neyi nasıl yapacaklarını öğrenelim.
Mustafa SAVAŞ geçtiğimiz günlerde, Menderes nehrinde yaşanan taşkınlardan sonra, su altında kalan tarım arazileri için de ne yapacağını açıklamalıdır.
Madem, merkezi hükümetle uyumdan bahsediyorsunuz, o vakit bu sorunlar hakkında kendisinden proje ve vaad bekliyoruz!
Geçen dönem, Menderes nehrini kanala dönüştürme projeniz vardı.
Ama yetki alamadığınız için bunu yapmak nasip olmadı.
Şimdi tekrar, “Kanal Menderes” projesinin takipçisi olacak mısınız?
Çerçioğlu ile beş yıl geçirdik.
Geçen beş yılın karnesini sandıkta vereceğiz.
Çerçioğlu, 2014 seçimlerinde vaad ettiği 133 projesinden 10 tanesini yaptı mı bilmiyorum.
Benim yaşadığım ilçede vaad ettiği hiçbir projesini yapmadı.
21 Battı-Çıktı veya kavşak vaadinden görünen sadece Astim kavşağı var.
Hizmet açığını ise AYBA üzerinden kapatmanın derdinde.
Varsa yoksa AYBA…
Geçen beş yılda yaptıklarından anlaşıldı ki, elinden gelen budur.
Bu sebepten olacak, Efeler, Söke ve Kuşadası gibi büyük ilçelerde üretemediği hizmetin faturasını kendi partisinden, CHP’den seçilen başkanlara kesti ve yeni dönemde onlarla yürümek istemedi.
İstediği gibi manipüle edeceği küçük ilçelerin başkanlarıyla yola devam dedi.
Anlaşılan, o ilçelerde yaşayan insanlara, seçim öncesi yapılan bir kaç çalışmayla ve illa ki AYBA ile yapılan erzak ve yakacak dağıtımıyla ikna edeceğini düşünüyor.
Bize göre Çerçioğlu zor durumda.
Vatandaş, Cumhur İttifakının ne yapacağını ve nasıl yapacağını duymak istiyor.
Özellikle, jeotermal ve taşkınlarla sular altında kalan tarım arazilerinin koruma altına alınması için ne vaad ettiğini duymak istiyor.
Tabi bir de, en küçük ilçelerde bile sıkıntısı çekilen otopark sorunu var.
Araçla çarşıya çıkmak ve park yeri bulmak tam bir zulüm haline geldi...
Beş yıldır vahşi depolama yöntemiyle bertaraf edilmeye çalışılan çöpler ise, bir başka sorun…
Daha yazacak çok şey var ama…
Devamını sonra yazalım.