Merhaba Değerli Okuyucular.

Yazılarıma “Konu Başlığı” yazmayı uygun buldum ve bu yazımın Konu Başlığı da

***

AYDIN‘IN DEĞERLERİ: İZMİR – AYDIN DEMİRYOLU

Türkiye‘de ilk Demiryolunun ne zaman, nerede ve ne amaçla yapıldığını bir çoğumuz biliyoruz. Yazımın konusu olması nedeniyle ben yine de yazmak isterim.

***

Osmanlı Devleti Topraklarında ilk Demiryolu yapımına, İngilizlere tanınan bir ayrıcalıkla, İzmir – Aydın arasında, Sultan Abdülmecit zamanında 1856 yılında başlansa da, 130 Km.lik Demiryolu, ancak 10 yıl süren bir çalışmanın sonunda 1866 yılında Sultan Abdülaziz zamanında tamamlanabildi. Daha sonra bu Demiryolu 608 Km’ye çıkarılmıştır.

***

İzmir – Alsancak‘tan başlayan ve Aydın’a kadar gelen, 80.786 mil (130.012 Km.) uzunluğundaki ilk demiryolunun yapımına ayrıcalık tanınan İngiliz Ottoman Railway Company/Osmanlı Demiryolu Şirketi’nin ( ORC ), 22 Eylül 1856‘da ilk kazmayı vurması ile başladı.

***

Peki, İngilizler neden bu bölgede bir Demiryolu yapımına karar vermişti? Maden yatakları bakımından zengin bölgeler dururken neden İzmir – Aydın arasında bir Demiryolu yapıldı?

***

Çünkü, madenleri işletmek zor ve zahmetli idi, çok büyük yatırımlar gerektirdiği gibi, yatırımın semeresini alabilmek için de daha uzun bir zaman beklemek gerekiyordu. Oysaki, demiryoluna yapılacak bir yatırım, daha kısa sürede semeresini verecekti. Sonrası da, demiryolunu İngilizler kendileri için değil, Levantenler için yapıyordu. Demiryolunu yapan sadece bir İngiliz Şirketi idi.

***

İngilizlerin gözü asıl güneyde, Irak topraklarında, zengin petrol yataklarının bulunduğu Kerkük ve Erbil gibi yerlerde idi.

***

Kanuni döneminde ilk olarak Fransızlara tanınan Kapitülasyonların, Tanzimat Dönemi sonrasında kapsamının genişlemesi ile Osmanlı toprakları üzerindeki ticaret hacmi ve nüfuzları da artmıştır.

***

Levantenler kim ya da kimlerdir?

Yukarıda da belirttiğim gibi Kanuni‘nin Fransızlara tanıdığı Kapitülasyon/Osmanlı Topraklarında Gümrüksüz ve Serbest Ticaret Yapma ayrıcalığının kapsamının genişlemesi ile Fransız tüccarların yanı sıra, İtalyan, İngiliz, Hollandalı tüccarlar da Osmanlı Topraklarında, İstanbul, İzmir, Mersin, İskenderun, Antalya gibi büyük ve önemli liman şehirlerine gelerek serbest ticaret yapmaya başladılar.

***

Levanten tabiri, Avrupa kökenli Hristiyan tüccarları ifade eden bir tanımlamadır. Argo deyimi ile Levantenlere “Tatlısu Frenki“de denir. Levantenlerin tümü Frenk asıllı değildi. Frenk deyimi, Osmanlıların, tüm Avrupalıları Frenk olarak tanımlamasından kaynaklanmaktadır.

***

Fransızca “Doğulu“ anlamına gelen Levanten sözcüğü, doğuda yaşayan Avrupalıları küçümsemek için kullanılmıştır.

***

Levantenlerin Osmanlı Topraklarındaki varlıkları, aslında çok eskilere, Roma dönemine kadar uzanmaktadır. Doğu Roma/Bizans ile Cenevizler arasındaki ticari işbirliği ile Cenevizler Doğu Akdeniz sahillerine yerleşmeye başladılar.

***

26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Türklerin Anadolu‘ya yerleşmesi ve önce Anadolu Selçuklu Devletinin ve ardından da Osmanlı Devletinin, Doğu Roma‘nın yerini alması ile değişen dengelere rağmen Avrupalı Hristiyan Tüccarlar Avrupa’ya dönmediler.

***

Anadolu’nun çeşitli yerlerindeki, aslında Yahudi olan, ancak serbest ticaret yapabilmek için de din değiştirerek, içinde yaşadıkları topluma ayak uydurmaya, kaynaşmaya, en azından onlardan birisi imiş gibi görünmeye çalışan Hristiyan Tüccarlar, kendilerini daha güvende hissettikleri İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerde toplandılar.

***

Büyük Menderes Nehrinin taşıdığı alüvyonlarla oluşan verimli Aydın Ovasında yetişen pamuk, zeytin ve tütün gibi sanayi bitkileri ve İncir ve Kestane gibi öteki ürünler, Levantenler için Ticari değeri çok yüksek ürünlerdi. Osmanlının Türk Köylüsü ve çiftçisi ile ilgilenecek zamanı da, imkanı da, parası da yoktu. Devlet, artık bir çöküş dönemine girmişti. Osmanlı Devleti, artık “Boğazdaki Hasta Adam“ idi.

***

Levantenler, Aydın Köylüsünün ve çiftçisinin ürünlerini istediği fiyattan alıyordu. Aydın köylüsünün ve çiftçisinin fiyatlar konusunda hiç bir söz hakkı yoktu. Sömürülmeye devam ediyordu.

***

Verimli Aydın Ovasının zengin ürünlerini İzmir limanına develerle, katır ve kağnılarla taşımak zaman alıyordu. Taşıma iş hızlandırılmalıydı. Bu bölge, ekonomik gücü çok zengin bir hinterlanda sahipti.

***

İşte, bu nedenlerden dolayı, ülkemizde ilk Demiryolu İzmir – Aydın arasında yapılmıştır.

***

Peki, o günden bugüne değişen bir şey oldu mu? Sömürü düzeni son buldu mu? Aydın Ovasının zengin ve yüksek nitelikli ürünleri değer fiyatından satılabiliyor mu? Üretici, emeğinin ve alın terinin karşılığını alabiliyor mu?

***

Değerli Okuyucular.

Aydın‘ın, Aydınlının sorunları bitmiyor. Tam birisi bitti derken, başka başka sorunlar çıkıyor karşımıza. Bu sorunlarla nasıl baş edeceğiz?
Nasıl çözeceğiz?

***
Nedir bu sorunlar?

Aydın Ovasında 1. Sınıf Tarım Arazileri neden ve nasıl betonlaştırılıyor ve yok ediliyor? İl/İlçe Tarım Müdürlükleri, Ziraat Odaları, Tarım Kredi Kooperatifleri, Belediyeler, Ziraat Fakülteleri neden sessiz ve seyirci kalıyor?

***

Aydın‘da İpek Börekçiliği, halıcılık neden yapılmıyor? Neden domates salçası ve domates suyu fabrikası kurulmuyor? Narenciye suyu fabrikası neden kurulmuyor?

***

Daha bir çok konuda yazmak istiyorum.

Bu sorunlara gelecek yazılarımda değineceğim.
Sağlıklı ve Esen Kalınız. Saygılarımla.

***

DİĞER YAZILARI