Ülkemizin kalkınmasının ve güçlenmesinin halkımızın refah ve mutluluğunun yegâne yolu bilim alanında ve teknolojide sağlayacağı başarılar ve gelişmelerdir.
Bilim ve teknolojide ilerleme ise araştırma ve geliştirme ile gerçekleşir. Bilimsel araştırma ve geliştirmenin merkezi ise üniversitelerdir.
Üniversiteler, bilimsel ve evrensel gelişmenin temelini oluşturur.
Üniversitelerin bilimsel üretkenlik sağlaması ise özgür düşünce ortamına ve özerk bir yönetim yapısına sahip olmasıyla mümkündür.
Daha1900’lerin başında İstanbul Üniversitesinde (o günkü adı İstanbul Darulfununi) Ziya Gökalp göreve geldiğinde ilk amaçlarından biri üniversitenin özerk bir yapıya sahip olmasıdır.
1933’te M. Kemal Atatürk, “Üniversite reformu kanununu ‘TBMM’den geçirdiğinde ilk icraatlarından biri de Almanya ve Avusturya’dan kaçan dünya çapındaki bilim ve sanat adamlarını ülkemize getirmek olmuştur.
Bugün ülkemizde kurulan birçok kürsünün mimarları Almanya ve Avusturya’dan gelen bilim adamlarıdır.
Günümüzde ise temel bilimlere gereken önemin verilmediğini fizik, kimya, biyoloji gibi alanlarda çok düşük puanlarla üniversitenin fizik, kimya ve biyoloji bölümleri ya kapatılıyor ya da çok az öğrenci bulunuyor.
Her ne kadar devlet, temel bilimleri ilk 5 tercihi içinde yer verenlere teşvik verse de sanırım bu yeterli olmuyor. Bu alanlarda ihtiyaç fazlası var ise, kontenjanlar azaltılabilir, bölümler azaltılabilir. İş imkânları artırılarak daha cazip hale getirilebilir.
Bu arada fen bilimleri, sosyal bilimler ayrımı yapılmamalı ve her ikisine gereken değer ve önem verilmemelidir. Biri, diğerinden daha önemli diye bir şey yok. Mesela İngiltere’de Kraliyet ailesi kendi çocuklarına tarih, sanat tarihi ve filoloji gibi alanlarda uzmanlık eğitimi aldırtıyor.
Bu ülkenin yönetimi, ekonomisi, dış politikası, eğitim ve kültürünün geliştirilmesi ancak sosyal bilimlerle olabileceği gerçeğini unutmayalım.
Üreten bir ekonomi, kalkınan ve gelişen bir ülke, zengin, mutlu ve huzurlu bir millet olmanın tek yolu bilimsel ve çağdaş bir eğitimdir.
Hayatta en hakiki mürşit (yol gösterici) bilimdir. “MUSTAFA KEMAL ATATÜRK”