Artık yeter. Topluma kadınları öldürmeyin diye yazmaktan başka yollarda olmalı. Caydırıcı cezalar olmalı, bir şeyler olmalı. Tecavüz etmeyin, vurmayın, sövmeyin, haklarını gasp etmeyin, ötekileştirmeyin, istediğiniz şekillere sokmayın, seslerini kısmaya, varlıklarını, kimliklerini, şahıslarını, hayallerini, amaçlarını yok etmeye çalışmayın. İçlerindeki çocuğu, içlerindeki anneyi, içlerindeki eşi, sevgiyi, aşkı yok etmeyin yeter.

Kadınlar Günü'nde anmayın mesela. her gün kadın olduğumuzu, yaşamaya ve sevilmeye hakkımızın olduğunu, istedikleriniz olamadığında dışlamayın. Her yıl o kadar çok yazıp çiziyoruz ki dilimizde tüy bitti ama sizin caniliğiniz ve merhametsizliğin insan dışı halleriniz bitip tükenmek bilmedi. Çünkü kadınlar hala daha bu ülkede ikinci sınıf muamelesi görüyor. Kadın benim ülkemde eşit değil. Kadın benim ülkemde hala daha acımasızca öldürülüyor. Yıllarca verilen hak hukuk mücadelesi var bu uğurda hem de ne mücadele. Ölümüne direnişler, yediği dayaktan direnişler. Kadın hakları için direnen, hırpalanan hatta hayatlarından olanlar, yakılan kadınlar.

Ne acı ki üçüncü sayfa haberi olarak kadın cinayetleri verilmeye devam ediyor. Kadına dair iyi niyet politikasının yetersizliğini hiç mi kimse görüp dur demiyor yada diyemiyor. ‘Bir yerde yanlış giden bir şeyler var’ diyemiyoruz, demiyoruz. Yazmak da istemiyoruz, okumak da istemiyoruz dahası ölmek istemiyoruz. Yanlışa yanlış demezsek, olacaklar bunlar hatta daha kötü senaryolar kapıda. Değiştirin yasayı değiştirin politikayı değiştirin kafalarınızı daha fazla kadın ölmesin. Biri artık dur desin.