Astroloji ve insanlarımız - Tuğba Aydın
Son zamanlarda astroloji bilimi hem dünyada hem de Türkiye'de gündem olmaya başladı. Özellikle geçtiğimiz akşam Habertürk ekranlarında Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek programıyla gündem bir kez daha astroloji ve onun varlığının sorgulanması oldu. Altaylı'nın programına konuk olan Türkiye'nin sayılı Astrologları Teke Tek'in yılbaşı özel programına daha önce konuk olmuş, salgını aylar öncesinden tahmin etmiş, koronavirüs vakalarının Mart ayında Türkiye'de görülmeye başlamasıyla birlikte sosyal medyada gündem olmuştu. O programda bu tahminleri yapan astrologlar Hande Kazanova, Öner Döşer ve Dinçer Güner'e geçtiğimiz akşam Teke Tek'te bir başka astrolog Şebnem Ekşib de dahil oldu. "Kova çağı"na dikkat çeken astrologlar, pandeminin ne zaman son bulacağından nasıl bir dünya düzeninin kurulacağı dahil bir çok konuda gündem yaratacak açıklamalarda bulundular.
Özellikle sosyal paylaşım siteleri Twitter ve Instagramdan astroloji konusunda bilgisi burçlardan ibaret olan insanlardan büyük eleştiri alan program bir kez daha bu ülkenin astroloji bilimi hakkında daha çok yolunun olduğunu göstermiş oldu. Aylar öncesinden gezegenlerin ve yıldızların konumlarından olası tehlikeleri on görüp insanları önlem almaları noktasında uyarılarda bulunan astroloji biliminin onde gelen isimleri, bu ülke insanının maalesef sığ düşüncelerinin hedefi haline geldiler.
Astroloji bilimi hakkında küçük bir bilgi vermek gerekirse bu bilginin yüzyıllar öncesine dayandığı Kur'an dahil birçok kutsal kitapta geçtiği bilinmektedir. Özellikle Hz İdris'in yıldız bilimi hakkında bilgi sahibi olduğunu ve Cebrail meleğin tam dört kez bu bilimi ona öğretmek için ziyarette bulunduğu rivayet edilir. Kur'an da İdris peygamber olarak geçerken mitolojide ise Merkür,Thor, Hermes, Hz İdris'i temsil eden diğer isimlerdendir. İdris peygamber gök yüzü hareketlerini, yıldızlarla ilgili derin ince hassas bilgileri ve senelerin ayların yıldızlara göre hesaplanmasını öğrendi. Yıldızların derin sırlı bilgilerini öğrendi. Ona verilen Yıldız ilmi, gezegenlerin konumuna göre insanları etkilemesi idi. Bir insanın bütün yaşantısı, doğumundan ölümüne kadar yaşayacağı her şey yıldızlarda yazılıydı. İnsanların kaderi yıldızlarda saklı idi. Bu sırları Allah’tan başka kimse bilemezdi. Ancak Allah’ın, öğrenmesine izin verdiği insanlar bu ilmi uygulayabilirlerdi. Hz. İdris Allah’ın izni ile Astrolojinin ilk temellerini attı. Hz İdris Astroloji ve Astronomi ilmini; aklıyla, zekasıyla, beyniyle, kalbi ve ruhuynan yapıyordu. Allah'ın ona verdiği bütün duyu organlarını kullanıyordu şeklinde rivayet edildiği biliniyor.
Hz İdris’in getirdiği Astroloji ve Astronomi ilmi, daha sonra ortaya çıkan ve ilimle bilimle uygarlık tarihine damga vuran MU kıtası insanları tarafından geliştirildi. MU kıtası şimdiki Pasifik Okyanusunda Asya ile Amerika arasında olan büyük bir kıta idi. Hz. Ademin dünyaya indirildiği ve cennet köşesi olan, yer olarak bilinen bu kıta şimdilerde bir efsane niteliği taşımaktadır. Bu bilgiler İslami kaynaklarda astroloji hakkında geçen bilgilerdir. Bunun dışında Hint, Aysa, Mısır, Çin gibi bir çok medeniyette astroloji büyük devlet adamlarının belli kararlar alırken kullandıkları önemli bir karar verme unsuruydu. Şu an bile bazı devlet adamlarının parti kurarken ya da herhangi bir atılımda bulunmadan önce gezegenlerin ve yıldızların konumlarına, yıldızların hangi gezegenlerde konumlandığına kadar bilgileri alıp o şekilde hareket ettikleri biliniyor.
Genel olarak özetleyecek olursak insanlığın başlangıcında bu yana çok önemli olan bu bilimi insanların dalga ve savsata konumuna indirgemeleri beni ve bu işi gerçekten severek yapan insanları üzdü. İnsanların kendi gerçekliklerini bulmak ve bu gerçekleri içselleştirip hayatlarının amacına ulaşmak için kullandıkları bu bilim, dalga konusu olmayı hak etmiyor aksine üzerine düşünülmeyi ve okullarda ders olarak öğretilmeyi hak ediyor