4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166 maddesine göre; Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yargıtay pek çok emsal kararına göre bir eşin, diğerine sürekli aşağılayıcı, hakaret içeren, hakir gören ifadeler kullanması “duygusal şiddet” sayılıyor ve evlilik birliğini temelinden sarsacak hallerden biri olarak genel bir boşanma sebebi olarak kabul ediyor. Duygusal şiddete örnek olabilecek muhtelif kararları muhtelif bir kaç karar aşağıdaki gibidir;
Daire kararına göre “Eski sevgilimle evlenmiş olsaydım, daha mutlu olurdum” demek boşanma sebebidir. ( YARGITAY 2. Hukuk Dairesi 2016/10455 E. 2018/1521 K. )
Eşine sürekli olarak, ”şerefsiz, kabak, dürzü” şeklindeki hakaretleri boşanma sebebidir.( Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2005/15293 E. 2005/17699 K.)
Davacının güven sarsıcı davranışlarına mukabil davalının da davacıya “salak, aptal, manyak” diyerek ağır hakaretlerde bulunması evlilik birliğini temelinden sarsar. (HGK 2000/733 E. 2000/737 K.)
Kanser olan eşe “sana bakamam” demek boşanma nedenidir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2003/10459 E. 2003/11493 K.)
“Başın kel, arkadaşlarım, boşanırsan daha iyisini bulursun dediler” şeklindeki sözleri ve gene kadının üçüncü kişilerin yanında eşinin cinsel yönden yetersiz olduğunu söyleyerek eşini küçük düşürmesi evlilik birliğini temelinden sarsar. (YARGITAY
2.Hukuk Dairesi 2019/ 6966 E. 2020 / 778 K.)
Davacı kadının, sürekli olarak " Evlendiğine pişman olduğunu, çocuk için evlendiğini" söylediği ve kayınvalidesine hitaben "Kart oğlunu başına çal” demesi boşanma sebebidir.
(Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 3.10.2011, E. 2010/13556, K. 2011/14660)
Peki hakaret uğrayan taraf boşanma ile birlikte manevi tazminat da talep edebilir mi?
Evet Yargıtay’a göre Manevi zarar, insan ruhunda kişinin iradesi dışında meydana gelen acı,ızdırap ve elem olarak ifade edilmektedir. Manevi tazminat ise bozulan manevi dengenin yerine gelmesi için kanunun öngördüğü bir telafi şeklidir. Manevi tazminat bir yönüyle de insanlardaki kırgınlık ve kızgınlığı, hatta intikam duygusunu tatmin etmek aracıdır. Amacı, olaydan duyulan acı, ızdırap, elem ve kızgınlığı kısmen olsun dindirmek olayı unutturarak tekrar normal hayata dönüşü sağlamaktır. Hükmedilecek para zarara uğrayanda manevi huzur doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır ve bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin bir zararın giderilmesini de amaç edinmemiştir. Yani manevi tazminat bir zenginleşme aracı olarak düşünülmemelidir.
BONUS: Çeşitli tarihlerde eşe sevgi dolu sözcüklerden oluşan mesajlar evliliğin temelinden sarsılmadığını gösterir. (Yargıtay 2. HD 2003/6017 Esas 2003/9017 Karar)