Google ve diğer sosyal medya platformları bir arama motorundan ya da bir vakit geçirme unsurundan çok daha fazlası. Reklamcılar için mükemmel bir fırsat fakat tüketici için bir manipülasyon aracı. Siz bir ürün almaya daha başlamadan satın alma tercihlerinizi sürekli yoklayan ve değiştirmeye çalışan bir sistem. Algoritmalara ya da teferruata girmek yerine size örnekler üzerinden anlatacağım.
Örneğin siz X marka bir araba almak istiyorsunuz. Ben ise Google algoritmalarını ve reklamlarını kullanan bir Y marka araba satıcısıyım. Siz daha internete araba yazmaya başladığınızda Google sizi listeye ekliyor. Ve sizin hangi fiyattaki arabalara baktığınıza göre gelirinizi aşağı yukarı belirliyor. X marka aracın B sınıf modeline bakıyorken Google size Y marka aracın B sınıfı araçlarını reklam olarak vermeye başlıyor. Hangi siteye girerseniz girin Google’a reklam veren markanın B sınıfı araçlarını görmeye başlarsınız. Y marka araç almak istediğiniz araçtan daha mı pahalı Y marka aracın fazladan özelliklerini size sunuyor. Diyelim ki 200 bin TL lik B sınfı X marka satın almaya karar verdiniz ve bankalardan kredi arıyorsunuz. Google Y marka aracın kredi avantajlarını reklam olarak vermeye başlıyor. Ve hatta Y aracı aradığınız araçtan çok daha pahalı ise bir düşük sınıflarını da size reklam olarak sunmaya devam ediyor. Hatta anlaşmalı olduğu bankaların kredilerini de reklam olarak size iletmeye başlıyor.
Muhtemelen herkes şunu fark etmiştir: Telefonda konuşurken, ya da telefondan bağımsız bir sohbet halindeyken ağzınızdan çıkan bir ürünün kelimesini telefonunuz duyarak size Instagram’da, Twitter’da, Google pop-uplarında ya da Facebook’ta o ürün ile ilgili reklam vermeye başlıyor. Sizi dinliyor, neyi incelediğinizi görüyor ya da duyuyor ve ardından reklamlar aracılığı ile sizin tüketiminizi yönlendirmeye çalışıyor. Diyelim ki ben Antalya’nın bir ilçesinde Lahmacun üreten bir fırınım. Benim lahmacun, kebap, içli köfte, baklava vb. ürünleri tüketen doğu kültürünün beslenme alışkanlıklarına hâkim popülasyonu yakalamam gerekiyor. Hedef kitlemin ilgi alanlarına bunları yazdıktan sonra Antalya içerisinde Lahmacun diyen herkesin Instagram’da benle karşılaşma ihtimali çok yüksek.
Banyonuzda ya da mutfağınızdaki temizlik ya da kimyevi ürünlerin tümünü inceleyin. Diş macunu, sabun, saç spreyi, kremler, şampuanlar, çamaşır ve bulaşık deterjanları vb… Bunların neredeyse tümünü dünyada iki adet şirket üretir. Procter & Gamble (P&G) ve Unilever. Unilever’e sağlanan avantajlardan ötürü P&G bir ara Google’dan çekilmeye kalkmıştı. Ya da kimyevi ürünlere karşı nefret reklamlarına yer verdiği için İki firma da sosyal medya reklamlarını bir ara askıya almıştı. Sadece bu olay yüzünden Zuckerberg 7 milyar dolar zarar etti.
Kısacası Google ve sosyal medya algoritmaları istediği ürünü bize istediği anda sunmakta, ürün ile ilgili tüm algılarımızla oynamakta ve bir ürün ya da hizmet ihtiyacının oluşumundan satın alma aşamasına kadar bizi manipüle edebilmekte. Bunlarla ilgili tüm taktikleri ilerideki günlerde buraya eklemeye devam edeceğim.
Esenlikle kalın.