Birlikteliklerde bozulan bileşkelerin bizlere sunduğu çözeltiler nelere hikmet olduğunu gösterirse eğer yazılanların bir anlama konma dürtüsü belki bir kenara kaldırılabilir. Niye yaşıyoruz diye soruyor muyuz kendimize? Bir şeyin farkına varmak o şeyi değiştirmek için duyulan bir isteğin belirtisi midir?
Mesela ilgi beklemek… Bir kişi ilgi beklediğinin ama gösteremediğinin farkında ise bu o kişinin herhangi bir şeye duyduğu rahatsızlığın onun üzerine oturttuğu bir benlik yanılsaması mıdır? Negatif olan şeyler genelde bizde rahatsızlık uyandıran şeyler midir?
Neden yazdıklarım arasında bir bütünlük olma beklentisi olsun ki parçalanan yalnızlıkların bütünlüğü arayışı yolunda? Mutluluk, yalpalanan bir kişiliğin kendine gelip özünü keşfetmesi yolunda bir ışık görevi görüyor bence. Ama mutsuzluğun sağladığı karanlığın da kendimizi keşfetmek adına çok şey kattığını düşünüyorum özümüze.
Yine de seçimlerimizin bizim üzerimize kondurduğu bir yaşantıda yani çevremizdeki uyaranları anlamlandırma aşamalarında kendimi rahatsız hissettiğim anlar oluyor. Bu rahatsızlığı savunma mekanizmalarıyla harmanlayıp bilinçli yada bilinçsiz bir çok şeyi etkileyebiliyorum zihnimde.
Mutluluk üzerine bir diyalog paylaşmak istiyorum sizlerle.
“Bana mutlulukla baş etmenin yolunu söyle.”

“Mutluluğu arama.”

“Öyle olmuyor işte.”

“Bir mutluluk icat edip onun peşinden koşuyorsun sonra da olmayan bir şeye ulaşamayınca mutsuzluk icat ediyorsun. İkinci icadınla başa çıkmanın yolunu da bir başkasına soruyorsun bu da yetmezmiş gibi öyle olmadığını söylüyorsun.”

“Mutlu olmayacaksak neden yaşıyoruz? Neden mutsuzlukla baş edelim?”

“Lütfen biraz anlama yanlısı ol. Olmayan şeylerden bahsediyorum. Senin birikenlerin biriktirdiklerinin birikiminden oluşan algından bahsediyorum. Sevgili dostum, ortada ne bir neden ne de baş edilecek bir şey görmekteyim ben keza bunun aksini düşünmekteysen nedenin nedenini ortaya koyan senin ben in olduğu için bunu bir başka ben de arayış içinde olman senin doyumsuzluğundur.”

“O zaman sen ne mutlusun ne de mutsuzsun. Böyle mi bakıyorsun hayata?”

“Hayata bakmıyorum kendime bakıyorum.Hayat benim uydurmamdır ve eğer hiçlikleysen ki ben hiçliğime minnettarım bir şey olmana lüzum olmaz.”