Yıl 1953

Yani 65 yıl önce …

3 Nisan’ı 4 Nisan’a bağlayan gece Çanakkale Boğazı’ndan içeri giriyoruz…

Rotamız Gölcük Denizaltı Komutanlığı Ana Üssü..

Ege’deki NATO tatbikatından dönüyoruz…

Sisli ve rüzgarlı gecede su üstü seyir halindeyiz…

Ege’deki NATO manevraları boyunca iki gün su altında kalmıştık…

Dumlupınar Denizaltımızın 86 denizcisi,yeni görev verilinceye kadar,sevgililerimize,eşlerimize,çocuklarımıza kavuşmanın heyecanı içindeydik.

Sevinçle,neşeyle şarkılar söylüyorduk…

NATO tatbikatı bizi yormuştu..

Bizler aşağıda 8 arkadaşımız da köprü üstünde nöbet tutuyorlardı…

Gece ilerledikçe yorgunluğumuz da artmıştı,göz kapaklarımız giderek ağırlaşıyordu…

Saat :02.15 ‘i gösterirken Çanakkale Boğazın’daki Nara Burnu’nu dönüyorduk ki,

Birden koskoca Dumlupınar Denizaltımız deprem olmuş gibi sarsıldı,hepimiz bir yana savrulduk…

İsveç bandıralı Naboland Şilebi ile çarpışmıştık…

Parçalanan baş bodoslamadan içeri akan karanlık sular,Dumlupıramızı baş üstü dikerek yutmaya başladı…

Çarpışma sırasında köprüde nöbet tutan 8 arkadaşımızdan 5 ‘i denize düşerek hayatta kalmaya çalışırken iki gözcü,Er Hüseyin Akış’ın gözleri önünde Naboland’ın pervanesinde parçalanarak van verdiler…

Koskoca Dumlupınar Denizaltısı,yaralı bir balina gibi homurdanarak karanlık sulara gömüldü…

Denizaltınun su girmeyen bölmelerine sığınabildik ve yukarı bir şamandıra saldık..

Bizi kurtarmaya geldiler;ama olmadı haberleşme şamandıramızın bağlantısı koptuğu için yerimizi bulamadılar.

Sonumuzun geldiğini anlamıştık ve ne acıdır ki yapacak bir şeyimiz de yoktu.

Soluduğumuz hava giderek bitiyordu…

Son mesajımızı gönderdik.

‘’VATAN SAĞ OLSUN !’’

Ve biz 81 yiğit Türk denizcisi şehit olduk..

Önceleri her yıl 4 Nisan tarihinde bizi anma programları düzenlenirdi…

Dumlupınar Denizaltımızın battığı 90 metre derinlikteki yattığı yere çiçekler atılırdı…

Sonraları giderek bizleri unuttunuz…

Bizleri unutarak bu ülkenin varoluş değerlerini de umursamaz oldunuz…

Yozlaştınız…

Oysa bizim töremizde birbirimize sahip çıkmak,acıyı da kederi de paylaşmak vardır.

Evet,Dumlupınar Denizaltımız şimdi bir batık olarak 90 metre derinlikte yosun tutmuş bir metal yığını ve bizlerin bedenleri yok oldu.Yaşasaydık bile aradan 53 yıl geçtiği için zaten şimdiye dek ölmüş olurduk.

Önemli olan o değil…

Önemli olan ulusal bilinci,ulusal farkındalığı unutmuş olmak..

Ulusal bilincimizi yitirdiğimizde birbirimizden koparız,yabancı güçlere yem oluruz…

Sanmayın ki fiziksel bedenlerimiz yok olduğu için öldük..

Hayır ölmedik,90 metre derinlikteki sessizlik ülkesinden sizleri izliyoruz…

Gördüklerimizden dehşete düşüyoruz…

Ve inanır mısınız öldüğümüze şükrediyoruz…