Dünyayı sarsan pandemi sonrası Yükselen döviz kurları, piyasalarda uygulanan fiyat artışları ve ekonomik dalgalanmalar ülkemizi oldukça önemli derecede etkilemiş olup, piyasaların rahatlama beklentisi, her geçen gün karşı karşıya kaldığımız zamların ve fiyat artışlarının önüne geçilebilmesi ve ekonominin düzelmesi için 7 den 70’e herkes beklenti içine girmiş durumda;
Herkesin aklında bu sorular var aslında,
Fiyat artışlarının nasıl önüne geçilecek?
Türk lirasının değer kaybı nasıl önlenecek?
Ekonomi nasıl düzelecek?
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN liderliğinde Yaklaşık 20 senedir iktidarda olan AK Parti Hükümetlerinin Bu zamana Kadar izlemiş olduğu ekonomi politikaları Avrupa ve Dünya’da parmakla gösterilen ve örnek alınan ekonomi politikaları arasında yer almıştır. IMF’nin 2019 yılı Nisan aynında açıkladığı Dünyanın Ekonomik Görünümü Raporu verilerine göre Türkiye Ekonomisi gelişmekte olan piyasa ekonomisi olarak tanımlanmakta olup, GSYH büyüklüğü olarak dünya sıralamasında 20. sırada yer almıştır.
Günümüzde ise yaşanan bu ekonomik dalgalanmalar vatandaşı derinden etkilemiş durumda olup, döviz kurlarının artışından ve ham madde temininde yaşanan sorunlardan kaynaklı olarak piyasalarda görülen fiyat artışları birçok sektörde üretimin durması seviyesine kadar ilerlemiş, birçok ürün marketlerde dahi kota uygulaması ile satışa sunulmuştur. Bazı firmalar sipariş alımlarını bir süreliğine durdurmuş olup ekonomideki hareketliliğin seyrinin değişmesini ve durağan hale gelmesini beklemektedir.
Devletin denetim mekanizmaları aracılığı ile yapılan birçok denetimde stokçuluğun önüne geçilmesi ve fahiş fiyat uygulamalarını engellemek amacıyla çalışmalar sürdürülmektedir. Gıda ve tarım ürünleri temini konusunda TMO (Toprak Mahsulleri Ofisi) zaman zaman piyasada uygulanması muhtemel fahiş fiyat artışlarının önüne geçmek adına piyasaya ürün tedariki sağlamaktadır.
Anlaşılacağı üzere ülkemizin yaşadığı bu darboğaz ve ekonomik sorunlardan kaynaklı olarak hem fırsatçıların engellenmesi hem de ülkemizin gelişmesini ve ilerlemesini engellemek isteyen iç ve dış etkenlerin etkisini kırmak için atılacak en önemli adım üretim olarak görülmektedir. Özellikle de pandemi sonrası Dünya üzerinde yaşanan gıda krizini fırsata çevirebilmek çok büyük önem taşımaktadır.
Üretimi ve istihdamı artırabilmek adına Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yürütmüş olduğu ve 2006 yılından bu yana uygulanmakta olan Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi ile ilgili hibe projeleri kapsamında yaklaşık olarak 15.000 projeye 12 Milyar Türk Lirası hibe ödemesi yapılmıştır. Bu sayede kırsal alanda faaliyete geçen bu işletmelerde yaklaşık 150 bin kişi istihdam edilmiştir.
Sadece 2021 yılı içerisinde Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Programı kapsamında 3459 proje için yaklaşık 1.1 Milyar Türk Lirası Hibe Ödemesi tahsis edilmiş durumdadır.
2022 yılında uygulanacak olan ve başvuruları devam eden program kapsamında ise bakanlık bütçesinden 1.3 Milyar Türk Lirası bütçe ayırılmış olup, bu sayede kırsaldan kentlere göçün engellenmesi ve kırsal alanda genç, dinamik ve üretken nüfusun artarak yerel kalkınma stratejisi kapsamında katma değerli ürünlerin üretilmesi işlenmesi, pazarlanması ve ihraç edilmesi açısında çok büyük önem arz etmektedir.
Devletin üreticilere sunmuş olduğu bu yatırım ve üretim fırsatlarını çok iyi değerlendirerek yerli ürünlerimizin kaliteli yöntemlerle işlenmesi ve kırsal bölgelerin kalkınması açısından büyük bir fırsat olarak görülmektedir. Çünkü üretim olmadıkça istikrar sağlanamaz.