Atatürk ‘bütün ümidim gençliktedir.’ demiştir. Gençlik dinamizmi, gücü, enerjiyi ve yenilgiye simgeler. Bir ülkenin gelişmesi ve ileri gitmesi ancak gençlik ile olur.
Ülkemiz nüfusunun yaş ortalaması 29-30 yaş civarındadır.
Bu gün 18 milyon civarında öğrenci tatile girdi. Dile kolay birçok ülkenin nüfusundan fazla ve bu sayıya üniversite öğrencileri dahil değil.
Bu durumun avantajları olduğu gibi dezavantajları da var. Bu kadar nüfusu okutmak kaliteli bir eğitim vermek hiçte kolay değil. Sonra eğitimlerini tamamlayan gençlerin işe girmeleri gerekir. Maalesef işsizlik oranının en yüksek olduğu kesim üniversite mezunlarındadır.
Birçok üniversite mezunu genç AVM’lerde, marketlerde günde 10-12 saat süre ile asgari ücretle çalışmaktadır. Gençlerimiz ya iyi bir eğitim alamamışlar ya da kendilerini yeterince geliştirememiş durumdadırlar.
Bana göre en önemli sorunlar eğitim ve işsizliktir. Politikaların gerçek sorunlar üzerine kafa yormaları ve çözüm bulmaları gerekiyor. Çözümleri bulmak o kadar zor değil. Önemli olan iyi niyet olsun.
Bu gün ve yarın öğrencilerin üniversite giriş sınavları yapılacak. Gençlerin amacı iyi bir eğitim almak ve kendilerine iyi bir gelecek sağlamaktır. Böylece ülkelerine daha iyi hizmet edebileceklerdir.
Ülkemizde üniversite sayısı 200’ün üzerinde ve ayrıca ülke dışında okuyanlar da az değil. Ancak iyi üniversite sayısı çok az ve yarış bu üniversiteler için yapılıyor. Günümüzde artık üniversiteye girememek gibi bir sorun yok! İyi bir bölüm ve üniversitede okuma sorunu var.
Bizim üniversiteye girdiğimiz dönemlerde, üniversiteyi kazanan parmakla gösterilirdi. Şimdi öyle mi?
İlk ve orta öğretimde de sorun aynı. İyi okul sayısı çok az. Okullar arasında kalite farkı bu kadar çok olunca, rekabette artıyor.
Bence devleti yönetenlerin artık sınav sistemi ile oynamak yerine eğitimin kalitesini artırmak ile uğraşması gerekir. Bu mümkün mü? Tabi ki mümkün ama biraz zaman alır. Benim birkaç önerim var.
Birincisi okullaşma artırılmalı sınıf öğrenci sayısı 30 ve altına düşürülmelidir.
İkincisi öğretmen eğitimine önem verilmeli ve yalnız eğitim fakültelerinden öğretmen alınmalıdır.
Üçüncüsü zorunlu eğitim 9 yıla indirilmeli ve bu süreden sonra ya akademik eğitime ya da mesleki eğitime yönlendirilecek sınav uygulanmalıdır.
Dördüncü mesleki eğitim geliştirilmeli ve kalitesi yükseltilmeli.
Beşinci okul çeşitleri azaltılmalı, imam-hatip okulları normal liselerde ve okullarda bölüm olarak konulmalıdır.
En önemlisi de bilimsel ve çağdaş bir eğitim serilmelidir.
Üniversite sınavlarına girecek tüm öğrencilere başarılar diliyorum.
Ayrıca tüm babaların, babalar gününü de kutluyorum.