İnsanın en temel ihtiyacı beslenmedir. İnsanın yaşamını sürdürmesi ise beslenme yani gıda ile olur. Gıda ise tarımsal üretim sağlar, yapay olarak elde edilemez. Gıda üretimi için toprak, uygun iklim koşulları ve su gerekir. Bu koşullardan biri ve ya bir kaçı olduğunda üretim ve üretici olur.
Çocukluğumda çiftçilik yaptım. Şimdi de bahçemde çeşitli meyve ağaçlarım var ve az da olsa sebze de yetiştiriyorum. İlaç kullanmıyorum, kimyasal gübre hiç kullanmıyorum. Tabiî ki amacım para kazanmak olmadığı için böyle yapıyorum. Yoksa normal bir çiftçi ilaç ve gübre kullanmadan para kazanamaz. Önemli olan doğru kullanılması.
Özellikle son yıllarda ilaç ve gübre fiyatları çok fahiş bir şekilde arttığı için ve bunun üzerine mazot fiyatları da bindiği için hem üretim hem de pazarlama maliyetleri çok arttı.
Köylerden genç nüfusun kaçması ya da köylerde üretim yapacak ve yaşamını sürdürecek nüfus şehirlere göç etti. Şehirlere göçün nedenleri de belli; eğitim, sağlık ve iş imkanlarının olmasıdır. Yani biz köylerde nüfus tutamazsak artan tüketimi karşılayamayız. Çünkü; Türkiye nüfusu 82 milyon dense de göçmenler ve yabancıları da eklersek bu sayı 90 milyonu rahat bulur. Bunun üstüne her yıl gelen 30-35 milyon turisti de eklersek tüketimin ne kadar çok arttığını görürüz. Üstelik ülke halkının şehir, düzeyinin artmasıyla tüketim miktarı ve kalitesi de çok artmıştır.
Bütün bu fiyatlar gıda fiyatlarını ve ithalatı da arttırdı. Halbuki verimli toprakları uygun iklim koşulları ile ülkemiz bırakın kendi nüfusunu tüm Avrupayı besleyebilecek potansiyele sahiptir. Bunun yolları bellidir.
Birincisi; toprağımızı, havamızı ve suyumuzu korumak, kirletmemek ve betonla yok etmemektir.
İkincisi; ülkemizde birçok ziraat ve veterinerlik fakültesi var. Bu kurumları harekete geçirmek, tarım ve hayvancılığı bilimsel olarak yapmaktır.
Üçüncüsü; tarım üretimi için maliyet girdilerini düşürmektir. İlacı ve gübreyi kendimiz üretmeliyiz. Mazot ve elektriği tarım üretimi için düşük fiyata çekmeliyiz.
Dördüncüsü; seracılığı destekleyip özellikle jeotermal kaynakların çevreyi kirletmeden seracılıkta kullanılması sağlanmalıdır.
Beşincisi; üretici komisyonculara, büyük marketlere mahkum edilmemelidir.
Altıncısı; tarım ve hayvancılık kooperatifleri desteklenmeli ve bilgi ve teknoloji desteği verilmelidir.
Yedincisi; 5 dönüm 10 dönüm yeri olan traktör ve ya pahalı araç gereç almamalı, belli bölgelerde araç gereç parkları oluşturulmalıdır.
Tarımcı olmadığım halde ben bile bunları biliyorsam!!