Ben bir sokak köpeğiyim. Hani “Elleme o pis köpeği evladım” dediklerinizden. Nefretinizle taşa sopaya hedef gösterip, korkularınızla kaldırım değiştirdiklerinizden.

Bu sözler, sahiplenildikten sonra Bambi Erkazan adını alan bir sokak köpeğinin ilk bulunduğundaki ürkek bakışlarından çıkan satırlar.(alıntı)

Her 4 Ekimde hayvanlarla ilgili önemli etkinlikler ve farkındalık çalışmaları yapılıyor olsa da hiçbiri caydırıcı bir nitelik taşımıyor. Hala yasalar hayvanları korumuyor. Hayatımızın olağan gidişinde her gün sokakta birbirinden sevimli kediler ve köpeklerle karşılaşıyoruz. Bazen korktuğumuz yolu bile değiştireceğimiz kadar korkutan hayvanlardan kaçmaya çalışırken bazen de sadece başını okşamakla ve sevmekle yetiniyoruz.
Arabasına bağlayıp sürükleyenler, bilerek vurup kaçanlar, patisine koli bandı bağlayıp eğlenenler, tekme tokat gösteri yapanlar ve yüreğimizin dayanmadığı, aklımızın almadığı niceleri. Yaşamımızın ayrılmaz ve vazgeçilmez parçası olan dostlarımız herkese ve her şeye rağmen bizlere karşılıksız ve koşulsuz sevgilerini altın tepside sunmaya devam ediyorlar. Onlar bizlere rağmen yaşamaya, hayatta kalmaya çalışıyorlar.
Psikologlar ve sosyologlar hayvana şiddetin bir kişilik bozukluğu olduğunu söyleyerek, hayvana şiddet uygulayan bir insanın aynı zamanda potansiyel bir katil de olduğunun altını çiziyor. Bir başka deyişle; karşısındaki canlının savunmasız olduğunu bile bile ona işkence eden ve bundan zevk alan insan toplum için tehlike unsuru. Her canlı özeldir ve özellikle korunmaya muhtaçsa biz insanlara düşen de o görevi yerine getirmektir. Bizler dışarda gördüğümüz bir hayvan üşüyor, aç diye üzülüp bakmak isterken bu caniler hangi acımasızlıkla bunları yapıyorlar diye düşünmeden edemiyoruz.
Kış aylarındayız ve dışarda üşüyen, aç kalan ve sayısı fazlaca olan hayvanlarımıza yardım etmeliyiz. Yapabileceğimiz en azından kapıların önüne kaplarda su, süt koyarak ve yemek artıklarını atmayarak onları besleyebiliriz. Bir de sokakta gerçekten başıboş ve saldırgan olan hayvanlarda var. Hayvanlar aç kaldıkça daha saldırgan halede gelebiliyor ve karşısında ki insana saldırganlık gösterebiliyor. Korktuğunuzu anladığı zaman kendini koruma metoduyla size saldırmak için havlamaya başlıyor. Eğer gerçekten zarar verecek kadar tehlikeli ise zabıta ve belediyenin veterinerlik, şikayet ve hayvan sahiplendirme merkezlerine başvurabilirsiniz. Böylece sokakta gerçekten zarar verecek hayvanların alınmasına, sahipsiz ve aç kalan hayvanlara ise yardım edilmesine vesile olabilirsiniz. Her canlının bu dünyada yaşamak hakkı vardır.