Ödenmiş eşiklerden geçişlerde sorulan sorulara kuddusi bir birliktelik atfediyorum. Hususu konulardan bahsederken kendimden geçiyorum. Dirileşen ruhumda yaşlandıkça hiçliğe erişiyorum. Sanat erbaplarına duyduğum saygıda eriyorum. Kutsanmış elçilere gönderilen cümlelere imreniyorum.
Kutlulaşan mizacımda terliyor imtihan ile beliren yaşantımı kaderime buluyorum. Bulantılar ile yeni sancılara tutuklanıyor hapislerde harcadığım senelerden yeni benler elde ediyorum. Şahinleşen bakışlar eşliğinde kurcalanan hizalara doğru kendimi ip gibi diziyorum.
Derinleşen endamların buyrukları altında eziliyorum. Yaşamımı idame ettirirken okuduklarımdan etkileniyor bir hücreye kapatılmış gibi hissettiğim yürüyüşlerimde sızlanıyorum. Sokakları adımladığım her an ölümün izlerinin damladığı her yüz ifadesinde yalnızlığı seziyorum.
Çürüyorum. Çağlayanların ateşlere büründüğü volkanların sıcak koyunlarında ağlamak istiyorum. İki büklüm kadere teşebbüs edenlerle bileniyorum. Kelimeler ve hüznün birlikteliği sonucu ortaya çıkan harflerin üretecinin sendeleyişini canlandırıyorum yaşamın aralarında ve sezgilerim yaşamın bağrına basılmış bir liman sürüsü ürkekliğinden ödün vermezken, beslediğim kuş sürüleriyle anılmaktan vazgeçmiyor yürekliliğinde ancak üzengilere tutunmuş bu halim bir avuçta sıkılmış tözümün tozu olabilir bu limanların denizlerine atılan. Dipteyim, çamurluyum, kramplıyım.
Artık bir şeylere tenezzül etmek, var olan ile olmayan arasındaki karmaşaya aldırış etmekten başka bir şey değil ve ben aldırış etmemeye doğru heyelan oluyorum. Zulümden öte bir yol arıyorum. Buz tutmuş cehennemlerden öteye, korkudan öteye uzanan bir kol arıyorum. Hazlardan uzak olan bir şol arıyorum. Ama ateşlerden öteye haviye yetmiyor çözmeye kalbimdeki ateşli donu.
Belkiler de mahkûm olanlar gibi olmak istemiyorum. Yarım kalmış diğer yarılarının da kendilerinin olduğunu unutmaya mahkûm edilenler gibi… Saplantılarda bir hortum olmak istemiyorum. Diğer yarılarını ararlarken, çevrelerini yıkıp geçerken içlerindeki sessizliği işitemeyenler gibi olmak istemiyorum. Ben, olmak istemiyorum.