Sevda kayığının altından geçen her balık irili ufaklı bir delik açıyor. Gölün, kayığı içine çekme arzusu her baloncukta daha da hırslı bir hal alıyor. Bu yanılgı gölü kendisine hayıflananlarla beslenirken, kaynağını hiçliğin sonsuz akarsu damarlarından alıyor. Sürgüne gönderilmiş sazanlardan bazıları öyle bir büyüme yakalıyor ki kendi cinslerini yiyerek, üstelik bunun adına da başarı diyorlar.
Hafif hafif görünmez rüzgarlarla sürtüşüyor yanılgı gölü sevişirken dalgacıklarının yayıntılarıyla. Bir kara bahara daha yelken açıyor suskun dizlerini nasırlı elleriyle döve döve bitirememiş, kırışık göz altlarının kısık gözlerinin içinde çizdiği ömür ölçekli yaşam haritasını incelerken balıkçı.
Usul usul küreklerini daldırırken yanılgı gölünün içerisine kaybettiği anılarını canlandırma hevesine bürünerek çektiği ıstıraplı günleri derecelendiriyor zihninde ansızın duraksamadan. Yanılgı gölüne birkaç damla balıkçının kanından damlıyor. Soluk alışverişlerine sıçrayan hezimetlerinin ayılttığı titreyen dudakları bıyıklarıyla cenk etmeye koyulur gibi hal alıyor.
Nasırlı ellerini ağlara doğru götürüyor balıkçı. Sazanlar her geçen anda puslu bulutlarını içine çeken yağmur damlalarının döküldüğü yanılgı gölünde büyümeye devam ediyor biraderlerinin birlikteliğinde. Dar, dolambaçlı, çamurlu ve yosunlu yanılgı gölünün tabanında her köşeyi bir balık kapmış. Büyük sazanlar tüm gölü kaplamak için yarışa girmiş. Eninde sonunda kuyruğuna uzayacak kadar büyümekte karar kılmış en yutkunuşlu sazan.
Yanılgı gölünde yiyecek hiçbir şey kalmadığında kuyruğunu yemeğe kalkacakmış en büyük sazan. En güçlü oymuş. Tüm balıkları, yanılgı gölündeki her şeyi yemiş bitirmiş. Sonunda kuyruğuna dadanmış. Karıncaların ölüm çemberi gibi bir hal almış yanılgı gölündeki görüngü. Somurtkan baloncuklar rengini karaya bırakırken aldanış seanslarına analistler sessizlikleriyle katılır olmuşlar. Dolanmış sazan kendi kendine, bürünürken hissizliğine. Doğurduklarının hasat vakti gelmiş gölün. Aydınlığa tutsak düşmüş güneş sokulmuş yanılgı gölüne. Emmiş tüm bekaretini yanılgı gölünün ve tanrıların bereketinin rızasına kavuşmak dileğiyle sunmuş. Kurumuş ve her biri ayrı bir hanedanlık halini alan çamur parçacıkları kalmış kovuğunda yanılgı gölünün.
Belgin bedeniyle dans eden tartaklanmış yalnızlık, ışıldayan kalçalarıyla kurumuş gölün tam ortasına oturmuş. Sanki gölün tüm suyunu içine hapsetmiş gibi doldurmaya başlamış gölü rahmindeki zarafet ile. Bu göldeki her şey benim rahmimden çıkar ve yine aynı rahme döner demiş. Yeniden dirildiğini unutan sazan karşı çıkmış. Ben bu göle büyük gelirim demiş. Isırılmış elma ocaklarına defnedilmeyi kabul etmeyen ilk sazan yanılgı gölünde kendinin yansımasını görmüş.
Parıldayan elmacık kemiklerini parmak uçlarıyla yoklayan sazan, bir ışık gibi göğsüne iğnelenen yalnızlığa seslenmiş. Her şey benim olacak baba ben olacağım diye haykırmış çıktığı rahmi unutkanlığına meze ederken atılmış bir seraba Kutb-ül Aktab.