Hepimizin bildiği gibi dijital çağda yaşıyoruz ve modernleşen dünyada bir takım gereklikler içinde bulunduğumuz zamana ayak uydurmak için bizi bazı yollara sevk ediyor. Nedir bu yollar diye sorarsanız? Tabi ki düzenli bir hayat derim. Düzenli bir hayata sahip kişi demek her gün ne yapacağı belli olan, sabah belli saatlerde işe giden ve yine aynı şekilde evine dönen, zamanı gelince de uyuyan kişi demektir.
Büyüklerimizin bizlere hep söylediği meşhur atasözünden de anlaşılacağı üzere erken kalkan yol alır. Tabi bu düsturu hayatımıza nasıl entegre ederiz bize kalmış bir mesele. Asırlardır hayatın güneşin doğuşuyla başladığını hatta güneşten önce uyanmak gerektiği kulağımızın dibinde bizimle birlikte yürüyüp durdu. Bize öğretilen bir diğer felsefe de hayatın uyuyanları sevmediğiydi. Şimdi tüm bunları bir kenara bırakıp kendimize bakalım.
Öncelikle biz nasıl bir hayat istiyoruz ve şu an yaşadığımız hayatımızda bu isteklerin ne kadarını başardık. Tembel miyiz? Bir şeyler yapmak istiyoruz da bunun için bir motivasyonumuz yok mu? Bu soruları soruyorsanız tek yapmanız gereken şey oturup biraz düşünmek. Gerçekten ne yapmak istediğinize karar verdiğinizde ilk olarak yaptığınız şey tabi ki erken kalkmak. Çok sevdiğim anonim bir söz der ki “Sabahı kazanan günü kazanır.” En başta değindiğim konuya gelecek olursak. Düzenli bir hayat hepimizin başarabileceği bir şey olmayabiliyor. Mükemmel insanlar gibi vaktinde uyuyup uyanamıyor olabiliriz. Ama yapabileceğiniz en güzel şey ne olursa olsun güneşten önce uyanmak olsun. Belli bir düzene uymaktansa kendi düzenimizi sağlığımız için kendimiz yaratalım.