Geçenlerde çok değerli gazeteci büyüğüm ile sohbet ettik. Kendisini dinlerken gerçekten 2 yıldır içinde bulunduğum muazzam ve çok saygın bir meslek olan gazetecilik mesleğine bir kez daha hayranlıkla bağlandım. Gerçekten işimizin çok ince bir çizgisi var. Severek ve heyecanla yapmamız çok önemli ki her meslek grubunda da öyledir. Bunun yanında kendini geliştirmek adına işinin ehli ve size yön gösterici bir ekibinizin olması da tabi ki çok önemli. Ben bu anlamda çalıştığım Hedef Gazetesi İmtiyaz Sahibi Gürkan Selman Aşiroğlu, Hedef Gazetesi ekibine, muhabir arkadaşlarıma, editörlerimize sonsuz teşekkür ediyorum. Gerçekten, her zaman onlardan çok fazla şey öğrendim ve öğrenmeye de devam edeceğim.

Bunu yanında aynı meslek camiasında çalışan arkadaşların birbirlerine desteğinin de önemini geçmeden edemeyeceğim. Çalıştığım alanların hepsinde her zaman öğrenmeye aç bir insan olmuşumdur. Hazmedemediğim olay şu, insanların birbirleri ile olan rekabetinde birbirlerine hakaret etmesi. Hakaret etmek yerine sen daha iyisini yaparak kendini ispatlayabilirsin mesela. Bununla ilgili gerçekten çok acıdır ama bir takım olumsuzlukların yaşandığı şu günlerde üzüntümü belirtmeden edemeyeceğim. Klavye arkasında ya da sosyal medyadan ezdiğiniz, yaptığı işleri küçümsediğiniz meslektaşlarınızdan fazlaca okumuş olabilirsiniz ve hala daha okumaya devam ediyor olabilirsiniz. Benim bakış açımla senin bakış açısı aynı olmayabilir. 4 yıllık okul bitirmiş olabilirsin, gazeteciliğin erbabı olmuş olabilirsin, hatta sen birçok siyasetçinin yanında olmuş olabilirsin, hatta sen bir gazetenin imtiyaz sahibi olmuş olabilirsin. Adını birçok haber sitesinin ve gazetenin manşetine yazdırmış olabilirsin. Sen de gazeteciliğin sana tanıdığı imkânlardan faydalanmışsındır ve faydalanmaya da devam ediyorsun. Gazeteci arkadaşlarınla eğlenerek bir takım aktiviteler yapmışsındır. Peki, çok değerli meslektaşım, bunların hepsi sende varsa ve sen, gazetecilikte kendini geliştirmeye çalışan, gece gündüz demeden koşturan, haber yapamaya çalışan, para kazanmaya çalışan arkadaşlarının, bulunduğu sosyal etkinlikleri çirkince bulup bu kadar tecrübeye sahip olan ve bu işin okulunu okumuş bir gazeteci olarak terbiyesizce eleştirmek sana yakışıyor mu? Klavyenin önüne geçtiğin anda alim ve entellektüel, her şeyden anlayan, her şeyi bilen oluyorsun. Birbirinden kıymetli sözlerine hepimiz muhtacız ya, yazıp yazıp döktürüyorsun. Hem de ne yazmak; yarıdan fazlası hakaret, küfür, karalamadır. Sanal ortam aslanları, size diyorum. Eleştiriye herkes açıktır, eleştiri yapabilirsin ancak çirkince hakaret ederek eleştiri yapamazsın. İnsan kaybetmek, her alanda olduğu gibi, her meslekte olduğu gibi, mesleği geçtim sosyal hayatta bile bu kadar çok önemliyken, senin insan kaybetme çabanı ben anlamış değilim. Yaptığın şey aslında kendi egonu yüceltmek. Ben de buradayım demek istiyorsan gel sahaya sen de bizle haber yapan arkadaşlarının yanında dur. Yanlış mı yapıyoruz? Gel doğrusunu söyle bilelim. Sen tek başına mı savaşmak istiyorsun? Birinci benim mi diyorsun? O zaman hakaret etmeden saygınla dur kendi işini, bildiğin gibi oturduğun yerden yap bir zahmet. Hasetlikten, kibirden vazgeçmen dileğiyle.

Gazetecilik işini severek ciddi anlamda saygı ve sevgiyle, büyük bir heyecanla yapan meslektaşlarıma sesleniyorum. Çabalarımız, emeklerimiz böyle kişiler yüzünden heba olmasın. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil ancak saygı duymak zorunda. Gazetecilik ya da başka bir meslek ne olursa olsun herkes yaptığından, öğrendiğinden sorumludur.