Aydın’daki mevcut 7 Organize Sanayi Bölgesinde (OSB) yeni yatırımlar için yer tahsisine dönük olarak arsa sorunu devam ediyor.

En son genişleme alanı çalışmaları kapsamında yeni yatırımlara uygun hale gelen Nazilli, Çine ve Söke’de önümüzdeki süreçte bir dizi yeni yatırımların hayata geçmesi bekleniyor ancak yine de yeterli değil. Zira; Aydın’da uygun sanayi imarlı alan sıkıntısı hat safhada.

Hatta bu nedenle Gıda Serbest Bölgesi’nin de uzun zamandır sürüncemede kaldığı da bilinen bir gerçek.

Bu noktada Aydın’da ciddi bir şekilde yeni bir OSB kurulmasına dönük planlama yapılması da elzemdir.

Ayrıca OSB’lere çöreklenmek isteyen arsa kartellerine dönük de bundan sonrası için en başında esaslı önlemlerin alınması, yer tahsisinin ardından yatırıma dönüşmesi noktasında iş sıkı tutulmalıdır.

Halihazırda Kadıköy’de Tarıma Dayalı İhtisas OSB’deki çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Aydın’ın 8. OSB’si olacak olan bu yatırımla ilgili en son duyumlarımıza göre jeotermal kaynak konusunda daha önce destek vereceği dillendirilen dev bir firmanın çark etmesi üzerine Valilik kendi imkanlarıyla sondaj çalışmaları yaparak süreci tamamlayacak.

Umarız 2023’te bu yatırım hayata geçer ve üretim, istihdam, yatırım ve ihracat noktasında Aydın’a ciddi katkılar sağlar.

Bunun yanında Bozdoğan Örentaht’taki Mermer İhtisas OSB Projesi ile ilgili de bir süredir herhangi bir gelişme duymuş değiliz.

Çine’de de planlanan ancak uygun yer bulunamadığı için askıda bekletilen Maden İhtisas OSB konusunda da ilçenin giriş ve çıkışındaki maden tesislerinin taşınması noktasında bir an önce harekete geçilmesi gerekiyor.

Ancak bu firma sahiplerinin bir ikisi dışında ortaya konan net bir samimiyet yok! Bu nedenle de uygun yer bulunamaması teranesi sürüyor.

Temennimiz, Aydın’ın aynı zamanda bir sanayi kenti olabilmesi için ilin erklerinin yerinde ortak bir masa etrafında buluşup yumruğu bir yere vurmasıdır.

Aydın’ın köklü sanayi kuruluşları var. Bu kuruluşların iş gücü piyasasında rekabeti engelleme adına yeni yatırımların önünü kesme amacında olduğunu düşünmüyoruz!

Ancak bazı OSB’lerde hakikaten bazı firmaların yeni yatırımlara karşı adeta koyu bir hasım kesildiği de ortada.

Bu anlamda Aydın’da lider sanayi kuruluşu olarak lanse edebileceğimiz belli başlı firmaların da oligarşik tahakkümlerle ilin kaderiyle oynamasına da müsaade edilmemelidir.

Yerel seçimlere dahi burnunu sokan ve kendi adaylarının seçilmesi için her türlü baskı unsurlarını sonuna kadar kullanan bazı sanayi kuruluşlarımız hangileridir derseniz, görmek isteyen için kim oldukları ortadadır.

Bu ildeki hiçbir sosyal sorumluluk projesine, kültür ve sanata, bilime ve basına hiçbir katkı sağlamadan mikromilliyetçi hezeyanlarla nereden geldiklerini unutup kendisini dev aynasına gören oligarşimiz aslına bakarsanız Aydınımızın kalkınma hamlelerinin önündeki en büyük engellerdendir.

Düşünebiliyor musunuz bazı sanayi kuruluşlarımız sırf yurtdışına ihracat yaptıkları için, “Bizim Aydın ile işimiz yok. Bizim pazarımız yurtdışı. O nedenle basına da destek vermemizin bir anlamı yok” diyebiliyor.

Hatta bazıları biraz daha ileri gidip hiçbir sosyal sorumluluk projesine destekleri olmadığı gibi Aydın’da yaşamayı da düşüklük kabul edip İzmir’in elit bir semtindeki lüks konutunda yaşayıp her akşam viskisini yudumlamayı bir halt zannediyor!

Bu nedenle Avrupa’daki gibi burjuvazi geleneğine tezat olarak bu milletin özbeöz kaynaklarını elinde tutan Devletin teşviğiyle zenginleşen ve bu zenginliğin verdiği refahla iyiden iyiye şımaran ‘Aydın Oligarşisi’nin gölgesi, bu ilin üstüne karabasan gibi çökmeye devam ettikçe aydınlık yarınlardan bahsetmek de tam olarak mümkün değildir.

Ümidimiz Aydın’ın tüm Aydınlılarla birlikte bir gün topyekün bir ‘Zihniyet Devrimi’ ile kendine gelmesi ve yarınlarına sahip çıkmasıdır.

Bu çerçeveden bakıldığında siyasetten tutun, bürokrasiye ve STK’lara kadar köklü değişimin şart olduğunu da unutmamak lazım.

Bu nedenle de Aydın’ı Aydınlıların yönetmesine dönük olarak ilimizdeki çarpık bürokrasinin de yeniden yapılandırılması gerekiyor.

Aydın’ın hakikaten adında da geçtiği üzere ‘Aydın’ bir kent olması, Aydınlıların elindedir…

Bugün olmasa da yarın mutlaka bir gün Aydın’ı hakikaten bu memleketin derdiyle dertlenenlerin yöneteceği günlere olan en derin inançla…

DİĞER YAZILARI