Kovid-19 ile ilgili yapılan son açıklamalarda Sağlık Bakanlığı’nın verdiği bilgiler doğrultusunda neredeyse her evde pozitif vakanın olduğunu düşünmeden edemedik. Çember gittikçe daralıyor, hastaneler poliklinik bölümlerinin birçoğunu salgın hastalık bölümüne çevirmeye devam ediyor. Farklı hastalıkları olanlar ise hastaneye gitmeye korkar hale geldiler. Hissettiğimiz bir vücut ağrısı ya da halsizlik de aklımıza gelen ‘acaba kornavirüs mü oldum?’ endişe içerisinde yaşamaya başladık.
Madalyonun bir diğer yüzü ise, aynı evde yaşayan negatif ve pozitif hastaların birbirlerine olan temaslarında dikkatli olmaları. Tedavinin evde sürdüğü durum negatif vaka için gerçekten kritik bir süreç. Bulaşı azaltmak için hasta yakınlarının hijyen ve bir çok kurala dikkat etmesi gerekiyor. Peki o kurallar neler?
Uzmanların üstüne basarak söyledikleri kuralların en başında hijyen geliyor. Ortak kullanım alanları olan özellikle banyo ve lavabolar, mümkün ise hasta kişiye ayrı bir banyo ve tuvalet sağlanmalı. Değilse hastanızın her kullanımından sonra yer, yüzey, tuvalet, lavabo, çeşme muslukları, duş alanı, kapı kolları alkol bazlı dezenfektan ya da 1/10 seyreltilmiş çamaşır suyu ile temizlenmeli.
Bu durum evin diğer köşeleri içinde geçerliliğini sürdürüyor. Covıd-19 hastası ile aynı ev ortamını paylaşan herkes el hijyenine ve temizliğe özen göstermeli. Yemek öncesi, yemek sonrası, tuvalet ya da hastanın eşyaları ile temas sonrası, yani gerektiği her durumda eller sabun ve su ile 20 saniye boyunca yıkanacak. Kapı kolları, elektrik düğmeleri gibi el temasının olduğu tüm yüzeyler temas sonrası dezenfektan ve deterjanlı su ile silinmelidir. Havlular bulaş riskinin yüksek olduğu eşyalardır. Evdeki herkesin havlusu ayrı olmalı, ortak kullanılmamalı ya da kâğıt havlu kullanılması sağlanmalıdır.
Tek kullanımlık malzemeler kullanılması yerinde olacağını söyleyen uzmanlar ancak imkân yoksa hastanızın bardak, tabak, çatal, bıçak, kaşık vb gibi kullandığı eşyaları, kıyafet ve çamaşırları da ayırmalısınız. Çamaşırları ayrı olarak, makinede 60-90 derecede, yemek için kullanılan eşyaları da kullanım sonrası bulaşık makinesinde yüksek ısı ve uzun programda 70 derecede ya da elde sıcak suyla yıkamalısınız.
Gerek hastanın bulunduğu oda gerekse evin diğer bölümleri günde en az 3-4 kere, belirli süre ile havalandırmak şart olduğunun da önemli kurallardan olduğunu söyleyen uzmanlar odaya girecek kişide hasta da muhakkak maske takmalıdır. Maske hem ağzı hem de burnu sıkı sıkıya kapatmalı. Sosyal mesafeye dikkat edilmeli. Sarılarak, dokunarak teselli etmek yok. Hastanızın odasından çıkmak zorunda olduğu hallerde de maske zorunlu.
Diğer önemli kurallar ise şöyle; Günlük olarak sabah-akşam ateş ölçümleri yapılmalı. Öksürük, nefes darlığı, göğüs ağrısı, kas ağrısı, halsizlik, iştahsızlık şikâyetleri takip edilmeli. Örneğin, “Öksürük bugün daha fazla, ateş düşürücü ile ateş düşüyor/düşmüyor, göğüs ağrısı başladı” gibi izlemler yapılmalı. Tedaviye rağmen düşmeyen 38.5 ve üzeri ateş, nefes darlığı, aşırı öksürük, zorlu solunum, uykuya meyli olan hastaların ‘hastaneye yatış’ açısından tekrar değerlendirilmesi gerekebilir. Hastanın doktor tarafından önerilen ilaçlarını düzenli kullanması sağlanmalı. Günde en az 2-2.5 litre su içmeli, protein-C vitamini bakımından zengin gıdalarla beslenmeli. Omega 3 desteği de önemli. Hasta haftada 2-3 kere balık ve her gün 2-3 tam ceviz yemeli. Çok tuzlu ve hazır gıda tüketiminden kaçınılmalı. Doktorunuz önerdiği takdirde C ve D vitamini ile multivitamin takviyesi alınabilir.