Malumlarınız olduğu üzere her yıl ekim ayında başlayan bütçe görüşmeleri ve maratonu birçok tartışmanın da başlamasına sebep olurken zaman zaman sandalyeler bile havada uçuşabilir. Kolay değil, para bu.. Her oyunu bozar. Öyle bir zaman olur ki, bazen kardeşi kardeşe düşürür, evlat atasını tanımaz. Bu sene pandemi sebebiyle çok ilgi çekici görüşmelerin yaşanmadığı bütçe görüşmeleri nihayet sonlandırıldı.
Bütçe genel itibarı ile hazırlanırken gelirler ve giderler ayrı ayrı belirlenir ve bu ikisi birbirine denk getirilmeye çalışılır. “Denk Bütçe” kavramı da buradan gelir. Yani yatırım planlamaları bozulmadan, ilave artış yapılmadan gelir kadar giderin oluşması bütçe veriminin en önemli dayanağıdır. Bir diğer ifade ile hem işleyiş devam edecek hem gelirler işleyişe yetecek hem de ilave bir yük gerektirmeyecek.
2021 bütçesine baktığımızda Bütçe giderleri 1 trilyon 346 milyar lira, bütçe gelirleri 1 trilyon 101,1 milyar lira olarak görünüyor. Arada 245 milyar lira gibi ufak bir rakam var ki bu rakamlar bütçenin yüzde 76 oranında gerçekleşeceğini, yüzde 24 oranında açıkta kalacağını anlatıyor bize.
Bütçe tutmayacak, açık verecek. Bir diğer taraftan baktığımızda ise 1 trilyon 101,1 milyar lira gelirin yüzde 90’ından fazlasını vergi gelirleri oluşturuyor. Vergi gelirlerinin tutarı 922,7 milyar lira. Çok basit bir ifade ile devleti vergiler ayakta tutuyor diyebiliriz.
Buradan çıkacak sonuç nedir diye soranlar olabilir, çok basit.
1- Gider kalemlerinde yüzde 24 tasarrufa gidilerek bütçe açığından kurtulabiliriz. Tabii bunun için planlanan gelir kalemlerinin de gerçekleşmesi lazım, yani vergileri tahsil etmekte zorlanmamamız lazım.
2- Vergi kalemi gelir içerisinde en önemli etkiye sahip olduğundan vergi oranları ya da sayıları artırılarak gelir artışı sağlanabilir.
3- Geçici gelir kalemleri ile bütçeye yeni gelirler eklenip süreç bir şekilde atlatılabilir.
Aslında en mantıklısı tasarruf ama kurumların pek yanaşacağını, rahatlarını bozmak isteyeceklerini pek zannetmiyorum. Malumunuz bizde son zamanlarda “itibardan tasarruf olmaz” diye yerleşmiş bir gelenek var.
Son yıllarda geçici kalemler bütçe içerisinde çok etkin rol alsa da geçici kalemlerin devamlılığı olmadığından çok sağlıklı gelmiyor açıkçası. Özelleştirmeler ya da imar affı gibi birtakım ek gelir kalemleri bu geçici kalemlere örnek olarak verilebilir mesela. Tabi bu durum hangimizin ne kadar içine siniyor orası tartışılır.
Özet geçecek olursak, para lazım para.. Buradan sonuçla yeni vergiler bizi bekliyor, hazırlıklı olalım.
Sağlıkla kalın, hoşçakalın.