Malum yazıyı kaleme aldığım şu günlerde Twitter gündeminden gazete manşetlerine ve oradan kıraathane sohbetlerinden “Instagram reels ve story”lerine, ana haber bültenlerine ve olmazsa olmaz Türk siyaset gündemine dek her yer, her ağız, her köşe, her fikirde şu var: İsmi lazım olmayan Danimarkalı siyasetçi herifin Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği yakınlarında Kur’an-ı Kerim’i ateşe vermesi. Mesele birkaç cümleye sığdırılacak kadar basit mamafih bir durum değerlendirmesi yapacak denli de karmakarışık vaziyettedir.
Fransız İhtilali ile başlayan özgür düşünme ya da ifade özgürlüğü safsatası; Aydınlanma Dönemi ile şaha kalkmış, Birinci Dünya Savaşı neticesinde durulmuş, İkinci Dünya Savaşı sonrasında azmış ve günümüze dek amacından sapmıştır.
Kitap yakmak… Az buçuk kitap solucanı olanlar Ray Bradbury’den olma Fahrenheit 451’i bilir. Eser distopiktir keza itfaiye teşkilatının yegâne mevcudiyet sebebi nerede, ne zaman, neden, nasıl, ne ve kim tarafından olursa olsun kitap yakmaktır. Peki ya, kutsal bir kitabı yakmak...? Hangi vicdan özgürlüğü, ne çeşit bir ifade özgürlüğü, adı ne olursa olsun nasıl olur da kutsal bir kitabı yakmaya cevaz verebiliyor?
İslamiyet’in baskın din olduğu Türkiye’nin büyükelçiliği yakınlarında gündemi tahrik etmekten başka herhangi bir gayesinin mevcut olmadığı ve diplomatik kanalları uzunca bir süre tıkayacak o zalim ateş…
İslam… On Müslüman’a okuma yazma öğretme karşılığında Mekkeli müşriklerin kurtarıcısı olan İslam’a selam olsun! Yahudi cenazesinin geldiğini gördüğü vakit son peygamberini doğrulduğu yerden ayağa kaldıran ve şaşkın cemaatine “Bu da bir insan değil mi?” diyerek karşılık verdirmiş olan İslam’a selam olsun! Savaşırken toprağa, ağaca, ihtiyara, çocuğa, kadına, hastaya dokunulması yasaktır fermanını buyurmuş olan İslam’a selam olsun! Son peygamberini azgın bir kabile olan Sakif’i doğruya, güzele, temize davet etmek için Taif’e gönderen ve orada taşlanması neticesinde beddua etmek yerine “Onların soyundan Allah’a ibadet edecek bir nesil dilerim.” tüm arşı ağlatan şu sözün sahibini yaratmış olan İslam’a selam olsun!
Etimoloji gözlüğü ile bakacak olursak İslam, “teslim olmak, barışmak” manalarına gelir. Velhasıl kelam:
“BARIŞ DİNİ İSLAM’A SELAM OLSUN!”