Ölmeden önce okunması icap eden eserler” listesi peyda etmek, nice gazete, dergi, blog köşesi yahut internet sitesinin hoşuna en çok giden içeriklerden biri olduğu kesindir. Bendeniz, bu cinsten liste peyda edecek denli yalamış yutmuş bir zat olmasam da Richard Dawkins’den olma “Bencil Gen” eserini okumayı, okutmayı ve bir daha okumayı pekâlâ şiddet ile tavsiye ederim.

***

Keza insanoğlunun mayası olan toprak… Yahut bir diğer inanca göre atası balık… Ben derim ki modern bilimin en ulu başarılarından biri ne yerçekimi ne de kara delik… Olsa olsa tüm insanlığın sır perdesini çekip bir çırpıda alı veren keşif, “gen” olacaktır muhakkak. İnsanoğlunun nesillere özünü aktarması için yegâne vasıta gen midir? Belki… Fakat Dawkins, bu suale cevaben şunu diyecektir: Asla! Çünkü bildiğimiz kadarıyla biyolojik kopyalarımız gen vasıtası ile nesilden nesle seyahat ediyor olsa da Dawkins’in deyimi ile “mem” de bir başka aktarıcı vasıtadır. Peki, ya nasıl?

***

Hani derler ya ebeveynine çok benzeyen bir yavrucak gördükleri vakit: Hık demiş burnundan düşmüş diye, işte bunu genetik ile açıklamak pekâlâ mümkün mamafih Endülüs Müslümanlarını küffar zulmünden tez elden kurtarmak adına İspanya’ya filo yollayan II. Bayezid ile dört bir yanı ateş çemberi olup türlü musibetlerle cebelleşen Türkiye’nin nice diyarlardan bakir koynuna sığınmacı almasını genetik ile açıklayamazsınız. Bunu öyle ya da böyle “mem” ile açıklamak icap edecektir keza “mem” en bariz müsebbibdir ki atalarımızın tuttuğu yola baş koyalım.

***

Sarsıntıların baş gösterip çöküşün eli kulağında olduğu yıllarda Osmanlı İmparatorluğu’ndan dile kolay keza beş Hristiyan devlet çıkıvermişken 711-1492 yılları arasında Arapların yönettiği bölgenin adı olan Endülüs parçalanıp yıkıldıktan sonra İber Yarımadası’nda tek bir Müslüman hane kalmış mıdır? Velhasıl kelam tarih, tekerrür eder mi yahut coğrafya, kader mi bilmem fakat elinde tırpanı ile niyeti pek fena olan bir “mem”leket meselemiz yok değil vesselam.

***

DİĞER YAZILARI