Türkiye konum olarak, Dünya’nın en güzel yerlerinden biridir. Memleketimiz, tarih boyunca üzerinde kavga edilen, paylaşılamayan topraklar olmuştur. Türlü uygarlıkların beşiğidir, muazzam bir kültür ve insan sentezidir. Doğu’dan Akdeniz’e, Ege’den Karadeniz’e kadar her bölgesi ayrı bir kültür ayrı bir lezzettir. Dünyanın en iyi şaraplarını yapabileceğimiz üzüm bağlarına, altın’dan daha görkemli İzmir’e, toprağına su dökünce yeşeren Aydın’a, Yağmur’un çaya dönüştüğü Rize’ye ve birçok bereketiyle Türkiye’ye sahibiz. Irmağıyla, ormanıyla, deniziyle, tarihiyle bu topraklara ev sahibiyiz. Peki sahip olduğumuz güzellikleri nasıl koruyoruz? bu sorudan ziyade “Daha çok mahvediyor muyuz?” sorusu daha yerinde olur sanırım. Çevrecilik bilincini bir an önce kazanmalıyız. Yere tükürmek mi dersin, çiğdem çöplerini yere atmak mı dersin neler neler var. Hala yemek yedikten sonra sofra bezleri balkondan aşağı silkenler var. Yol kenarı piknikleri, güzelim denizlerimizin üstünde yüzen pet şişeleri, pandemi ile birlikte sokakların her köşesine yayılan maskeler… Hala bu ülkede on numara yağ ve anız yakan insanlar var. Ülkenin yarısı küresel ısınmayı bilmiyor. Bir kısmı küresel ısınmayı dış mihrakların oyunu sanıyor, bir kısmı da bildiği halde umursamıyor. Tarihi eserlerimizi nasıl daha iyi koruyabiliriz, topraklarımızı nasıl daha da güzelleştirebiliriz içerikli bir yazı yazmayı çok isterdim. Fakat yerlere çiğdem çöpü atıldığı için yakınıyorum. Geçtiğimiz günlerde Efeler, Zafer Meydanında yürürken orada bulunan su kanalına takıldı gözüm. Aydın Belediyesinin yakın bir zamanda temizlik yaptığı kanala kafamı eğip baktığımda yüzlerce pet şişe, maske ve çuval ile karşı karşıya kaldım. Bu manzarayı görmek beni çok sinirlendirdi. Bu kadar temel ve kolay bir kural olan çevreye çöp atmama bilinci neden hala vatandaşlar için bir önem arz etmiyor? Neden belediyeler, insanlar çevre bilincini kazanmadığı için sürekli çöp toplamak zorunda kalıyor? "İnsanlar mı çevreyi kirletiyor yoksa belediyeler mi temizlik konusunda yetersiz?" sorusunu sormak istiyorum sizlere. 21. yüzyılda yaşıyoruz. İlerlememiz, gerekirken neden geriliyoruz? Neden tarih boyunca paylaşılamayan bu güzel memleketimizi daha iyi yerlere taşımak için gayret etmiyoruz? Neden bir kaygı duymuyoruz? Neden “çocuklarımız ilerde nasıl bir ülkede yaşayacak” sorusunu sormuyoruz kendimize? Hiç mi korkmuyoruz? Uyanma vakti gelmedi mi? Gelmediyse gelmeli çünkü bir gün havasını, suyunu, toprağını kirlettiğiniz bu memleket, hiçbirinizi mutlu etmeyecek. O zaman çok pişman olacaksınız.