‘’AYNI SUDA İKİ KEZ YIKANILMAZ’’ sözü MÖ 535-475 yılları arasında yaşamış olan Efesli Filizof,Herakleitos’a aittir.
Herakleitos’un tam olarak kimliğine dair yeterli bilgi olmamasına karşın,onun bu sözü yüzyıllar ötesinden günümüze dek gelmiştir;çünkü onun bu ünlü sözü yaşamın gerçek döngüsünü dile getirmektedir.
DÜN-BUGÜN-YARIN sözcüklerini açtığımızda ; DÜN geçmişi,BUGÜN şimdiyi ,YARIN’ da gelecek zamanı vurgular.
Albert Einstein’in söylediği gibi;DÜN geçmiştir,YARIN gelecektir,BUGÜN de ŞİMDİKİ ZAMAN dır.
Yani gerçek olan ZAMAN DİLİMİ ŞİMDİKİ ZAMAN,AN’DIR.
An, önce yarın olan zaman dilimi, sonra şimdiki zaman,daha sonra da geçmiş zaman olur…
Bu döngünün,bu evrensel akışın adı DEĞİŞİMDİR ve bu evrensel kural sonsuza dek böyle sürüp gidecektir.
Bu evrensel kuralın işlerliğini anlayabilmemiz için öyle çok fazla felsefeye dalmamıza da gerek yok, varlığımızda ki fiziksel ve düşünsel değişimleri izlememiz,kendimizin farkında olmamız yeterli.
Kendimizi geliştirmek için gözle görülür bedensel değişikliklerimizi izlediğimiz gibi , zihinsel,düşünsel değişikliklerimizin de olup olmadığının farkında olmamız bizi bilinçli yapar;çünkü DEĞİŞİM olmadan GELİŞİM olmaz.
‘’DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMDİR’ ;çünkü bu kural VAROLUŞ’un olmazsa olmazıdır.
DEĞİŞİM olmadan,GELİŞİM olmaz;çünkü bu YARATICILIKTIR.Ve ‘’GELECEK’’ dediğimiz ‘’YARIN’’ da ‘’ŞİMDİKİ ZAMAN’’ da yaratılır.Bu kuralı kendi yaşamımızda bilinçli olarak uygulamazsak,başkalarının planlarının bir parçası oluruz.
01 Nisan Pazar günü AYTO’nun seçimi vardı.Seçim öncesi Facebook’ta herkes düşüncelerini paylaşıyordu.Ben,de bir paylaşımın altına,’’DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMDİR’’ yorumunu yapmıştım.
04 Nisan Çarşamba günü AYTO Genel Sekreteri İlknur hanımı aradım,başarılarından dolayı kutladım ve Hakan Ülken beyi de kutlamak istediğimi söyledim.İlknur hanım kendine yakışır bir davranışla,’’Atilla bey,Hakan bey yanımda sizi görüştürebilirim’’ dedi.İlknur hanıma teşekkür ettim ve Hakan beyin,’’Alo’’ demesini bekledim.
Hakan beyi tebrik ettiğimi söylerken,bana ‘’değişmeyen tek şey değişimdir Atilla bey,arkadaşlar değiştirmek istediler;ama değiştiremediler,inşallah bir daha ki sefere’’ diyerek facedeki yorumumu okumuş olduklarını belli ettiler.
Ben de kendilerine,’’mesajınızı aldım Hakan bey,ben genel bir kuraldan söz etmiştim;ama siz kendinize göre yorumlamışsınız.Yine de hayırlı olsun.’’ Dedim.O da bana,’’Aydın için hayırlı olsun’ dedi.
AYTO başkanı olmak,sadece bugünün değil,yarının da sorumluluğunu üstlenmektir.
AYTO başkanı olmak ,’’arkadaşlar değiştirmek istediler;ama değiştiremediler,inşallah bir daha ki sefere’’ üslubuyla
Bir taşla iki kuş vurmaya çalışmak demek değildir.
AYTO’nun Aydın’a olan sorumluluklarını yerine getirmesi için,bu görevi üstlenen herkesin önce ZİHİNSEL yapılarını DEĞİŞTİRMELERİ gerekir ki GELİŞİM başlasın.Aksini yapmak,suyun akışına karşı yüzmeye çabalamak gibi olur.
Herakleitos’un ünlü sözü,’’Aynı suda iki kez yıkanılmaz’’ ın anlamını açtığımızda ;’’DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR’’ sözü, yeninin doğumu için eskinin yok olması gerçeğidir,bu da gösteriyor ki, başlayan her şey aynı zamanda kendi sonununda başlangıcıdır.Tıpkı doğumun ölüme ulaşması gibi.
Çok çelişkili ve zorlu bir süreç yaşıyoruz.Kişisel çıkarlar tekmil ulusal değerlerin üstüne çıkmış.Şöyle büyük resme bakıyorum da çok garip ilişkiler görüyorum.MHP-AKP ittifakına destek olan kökü CHP’li olanlar.Aslında bunda garipsenecek bir durum yok;çünkü emperyalizm tetikçisi kapitalizmin görevi bu..
AYTO Başkanı Hakan Ülken beyle ilk tanıştığımızda,’’Beni dayınıza sorun’’ demiştim;çünkü Ali Uzunırmak bey ve MHP’li tüm dostlarım benim CHP’li olduğumu bildikleri kadar, dik duruşumu da bilirler,son söyleyeceğim sözü ilk söyleyeceğimi de bu nedenle de bana güvenirler.
AYTO Başkanı Hakan beye diyorum ki; kiminle konuşursanız konuşun sesinizin tonuna,tınısına, özen gösterin; sözcükleri kullanırken ağzınızdan çıkış şekli sizi dinleyen kişi üzerinde kuşku uyandırmasın;çünkü beden dilinde sözcüklerin etkisi yüzde 7 oranındadır;ama ses tonunun,tınısının gücü yüzde 38 dir.Bu yüzde 38 lik gücü kullanış tercihiniz size kalmıştır.Geriye kalan yüzde 55 de insanlarla iletişim kurarken ortaya koyduğumuz fiziksel beden dilimizdir.
Bizimle iletişim kuran insanın beden dilini bilinçli olarak okumasını biliyorsak,duygusal davranışlardan uzaklaşırız;ama bilmiyorsak duygusal davranarak önyargılı oluruz…
Yani özetlersek,insanların bize nasıl davranmalarını biz davranışlarımızla onlara göstermiş oluruz.
Aydın için ,Aydın’ın geleceği için başarılar diliyorum.