Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü ve bu gün her yıl dünyanın tüm ülkelerinde kutlanmaktadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde kanunen çocuklara tanınan ve tanınması gereken haklar hakkında farkındalık yaratılmayı amaçlayan bir gün olarak 1989'dan beri kutlanıyor.
GENEVRE ÇOCUK HAKLARI BİLDİRGESİ, 1924
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra en çok acı çeken kesim Avrupa ve Uzak Doğu ülkelerindeki çocuklar ve kadınlar oldu. Bu konu ile ilgili olarak yapılması gerenlerin saptanması ve uygulanması için 1920 yılında Cenevre’de ‘Uluslararası Çocuklara Yardım Birliği’ adında özel bir örgüt kuruldu.
Ayrıca Birinci Dünya Savaşı’nın ardından evrensel barışın sağlanmasına katkıda bulunmak amacıyla ülkeler bir araya gelip bugünkü Birleşmiş Milletler’in temeli olan ‘Milletler Cemiyeti’ni oluşturarak öncelikle barışçı ve mutlu bir toplumun inşası gereğine dikkat çekerek, milletlerin uymalarını istedikleri yaşam standardını tespit etmeye çalıştılar. Bu arada toplumun temel taşı olan çocukların her türlü ihmal ve istismardan öncelikle korunma haklarını vurgulamak amacıyla ve onların her hal ve koşulda yetişkinlerden daha özel olarak ele alınmaları gerekliliğinden hareketle ilk Uluslararası Çocuk Hakları Bildirgesi’ni hazırladılar. Bu bildirge 26 Eylül 1924’de, Milletler Cemiyeti Genel Kurulu’nda kabul edildi. Çocukların yaşatılmalarının, gelişmelerinin ve korunmalarının uluslararası bağlamda ilk kez temel ilke olarak ele alındığı bu 5 maddelik bildirgeyi imzalayan devlet başkanları arasında genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal de yer alıyordu.
Uluslararası iyi niyetin göstergesi olan bu çalışmalar ne yazık ki 1939’da patlak veren İkinci Dünya Savaşı, önce Milletler Cemiyeti’nin geçerliliğini yitirmesine ve buna bağlı olarak da Çocuk Hakları Bildirgesi’nin yalnızca bir kağıt parçasından öteye gidememesine neden oldu.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇOCUK HAKLARI BİLDİRGESİ, 20 KASIM 1959
1939 da başlayıp 1945’de sona eren İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan Birleşmiş Milletler Teşkilatı, 1946 yılında BM Ekonomik ve Sosyal Konseyi’ne ‘’dünya halklarını 1924’lerdeki gibi birbirlerine bağlamak’’ amacıyla 1924 Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi’nin canlandırılmasını önerdi. Bundan iki yıl sonra 1948’de BM Genel Kurulu’unda ‘İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ (Bildirgesi) kabul edildi. Bu Bildirge’de temel insan haklarının neler olduğu saptanmakta ve bu hakları ihlal edenler sorumlu tutulmaktadır. İnsan Hakları Bildirgesi doğal olarak çocukların hak ve özgürlüklerini de içermektedir. Ancak çocukların yaratılışları icabı korunmaya ve gözetilmeye ihtiyaçları olduğundan hareketle, 1924 Cenevre Bildirgesi’nin üzerinde yapılan ayrıntılı çalışmalarla yeniden bir 10 maddelik Çocuk Hakları Bildirgesi hazırlandı ve 20 Kasım 1959’da BM Genel Kurulu’nda oy birliği ile kabul edildi.
İkinci Dünya Savaşı birincisine oranla çocukları daha fazla şiddet ve felakete maruz bırakmıştı; işte bunun önlenebilmesi amacı ile 1959 Çocuk Hakları Bildirgesi’nde çocuğun fiziksel ve ruhsal olarak olgunlaşmamış olduğu göz önünde tutularak, doğum öncesi ve sonrasında özel bakıma ve korunmaya muhtaç olduğu vurgulanarak, artık çocuklar arasında ayırım yapılmaması, çocukların gelişmelerini sağlayacak tüm imkan ve olanaklardan yararlanmaları gerçeği vurgulanıyordu. Ayrıca fiziksel, zihinsel veya ruhsal engelli çocukların eğitim ve bakım görmeleri öngörülüyor, bu tür çocukların sevgi ve anlayışa ihtiyaç duydukları ve eğitim hakları olduğu fikri savunuluyordu. Uluslararası topluluk çocuk refahı ile ilgili konularda yol gösterici olarak bu bildirgeyi yıllarca göz önünde tutmuştur.
SÖZLEŞME’DEN DİKKATE DEĞER NOKTALAR
– Sözleşme uyarınca çocuğa uygulanabilecek olan yasaya göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, on sekiz yaşına kadar her birey çocuk sayılır.
– Taraf Devletler her çocuğun yaşama hakkına sahip olduğunu kabul ederler.
-Taraf Devletler çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı gösterirler.
– Her çocuk doğumla birlikte bir isim ve vatandaşlık hakkına sahiptir.
-Mahkemeler, yardım kuruluşları, kamu, özel sektör, Sivil Toplum Kuruluşları, çocuklarla ilgili konuları ele aldıklarında, çocuğun yüksek yararı göz önüne alınacak birinci önceliği oluşturacaktır. Bu konuda çocuğun görüşü özenle dikkate alınacaktır.
– Devletler, çocukların herhangi bir ayırım gözetilmeksizin bütün haklarından yararlanabilmelerini güvence altına alacaklardır.
-Yetkili makamlarca ve çocukların kendi esenlikleri için başvurulan durumlar dışında, çocuklar ana babalarından ayrılmayacaklardır.
– Devletler kendi topraklarına giriş çıkışlara izin tanıyarak ailelerin yeniden birleşmesini kolaylaştıracaklardır.
-Bir çocuğun yetiştirilmesinde başlıca sorumluluk ana babaya aittir, ancak Devlet bu alanda onlara gerekli yardımı gösterecek, çocuk bakım kurumlarını geliştirecektir.
-Devletler, cinsel anlamda kötüye kullanım ve sömürü dahil her türden fiziksel veya zihinsel zarar ve ihmale karşı çocukları koruyacaklardır.
– Devletler ana babasız çocuklara uygun koruyucu aile sağlayacaklardır. Evlat edinme işlemleri özenle düzenlenirken, çocuk evlat edinen ailelerin çocuğu doğduğu ülkeden dışarıya çıkarmaları durumunda gerekli güvencelerin ve hukuki geçerliliğin sağlanabilmesi için uluslararası anlaşmalara başvurulacaktır.
-Engelli çocuklar özel muamele, eğitim ve bakım görme hakkına sahiptir.
– Çocuk, erişilebilecek en yüksek sağlık standardına ulaşma hakkına sahiptir. Devletler, önleyici tedbirlere, sağlık eğitimine ve bebek ölümlerinin azaltılmasına özellikle önem vererek, bütün çocuklara gerekli sağlık bakımının ulaştırılmasını sağlayacaklardır.
– İlköğretim zorunlu tutulmalı ve parasız olmalıdır; okullarda uygulanan disiplin, çocuğun saygınlığına özen göstermelidir. Verilen eğitim, çocuğu bir anlayış, barış ve hoşgörü ortamında yaşamaya hazırlamalıdır.
– Çocuklar, dinlenecek ve oynayacak zamana ve kültürel ve sanatsal faaliyetlere katılımda eşit olanaklara sahip olmalıdırlar.
– 18 yaşından önce işlenen suçlara idam ya da ömür boyu hapis cezası verilmeyecektir.
– Tutuklu ya da hükümlü durumdaki çocuklar yetişkinlerden ayrılacak, bunlara işkence ya da acımasızca ve aşağılayıcı herhangi bir muamele yapılmayacaktır.
– 15 yaşından küçük hiçbir çocuk çatışmalarda yer almamalıdır. Silahlı çatışma ortamlarında yaşamakta olan çocuklara özel koruma sağlanmalıdır.
– Kötü davranışlara, ihmale ya da tutukluluğa maruz kalan çocuklara yeniden topluma kazandırılmaları için gerekli özen gösterilmelidir.
– Ceza yasalarının ihlali vakalarına karışmış olan çocuklara, değer ve saygınlık anlayışlarını geliştirici nitelikte olan ve onları toplumla yeniden bütünleştirmeyi amaçlayan bir tutumla yaklaşılmalıdır.
– Devletler Sözleşme’de yer alan hakların gerek yetişkinler, gerekse çocuklar tarafından yaygın biçimde öğrenilmesini sağlamalıdırlar.