Kaktüs çiçeği bence, dayanıklılığın simgesi. Papatya, gül ya da orkide kadar romantik bir çiçek değil ama ben yetiştirmeye başladığım günden bugüne hem sabrı hem de dayanıklılığın ne demek olduğunu daha iyi anlıyorum kaktüs çiçeğimle.
Kaktüs çiçeği doğada çöl ortamında susuzluğa dayanabilen bir çiçektir. Bakımları ve yaşadığı ortamları yaşamaya hazırlandığında uzun süre canlı kalabilirler. Ayrıca insanları koruyucu özelliğiyle de bilinir. Radyasyonu önlediğine dair yapılan araştırmalardan sonra hemen hemen her evde her iş yerinde girmeye başladı kaktüs. Dış görünüşüne aldırmadan sevilen bir çiçek olan kaktüsün açacak olan çiçeklerini sabırla beklediğimiz olmuştur. Ayrı ayrı her türün farklı çiçekleri olan Kaktüs, bakıma fazla ihtiyaç duymadığı için bakımı kolaydır.
Kaktüs romantik bir çiçek değil belki ama bakmasını bilene göre değişir bu neden mi? Ben kaktüsü eyvallahı olamayan kadınlara benzetiyorum bu yüzden de çok seviyorum belki de. Kaktüs çöl sıcağında tek başına kalmayı başaran bir bitkidir. Kendi ayakları üzerinde kalmayı başaran kadınlar gibi. Dikenlerini kendimizi korumak için çıkarttığımız tırnaklarımıza benzetiyorum mesela. Vücuduna biriktirdiği su miktarı ile hayatını kanaatkâr bir şekilde devam ettirmeye çalışır. Tek isteği varlığının kabul edilmesi eyvallahı olmayan kadınlar gibi. Bence kaktüs, kendi yaşamı hakkında son sözü söyleyen güçlü kadınların simgesidir. Kaktüs denildiğinde akıllara ilk önce dikenleri gelir oysaki bakması bilene, görmesini bile göre değişir kaktüs çiçeği. Zor anlaşılır, zor çiçektir ama hiç ummadığınız anda dünyanın en güzel kokulu çiçeği açabilir. Zamansızdırlar, kolay vazgeçmezler hayattan. Kışın ayazına yazın sıcağına dayanacak kadar güçlüdür de.
Sözün kısası Kaktüs bakmayı sevenlerdenim, belki gücünü belki sabrını belki de zamansızlığını. Kaktüslerin yaşadığı bir dünyada asıl yaşam başlayacaktır.