Kıymetli dostlarım, uzun süredir yazmıyordum. Elim varmadı, toparlayamadım kendimi. Belki umudumun kalmamış olması bir etken olabilir lakin kıymetli kardeşim Mustafa AKGÜN’ün ısrarlarına dayanamadım. Bana verdiği o hak etmediğim kıymet beni gururlandırdı, kendisine müteşekkirim.
Ülkemizde siyaset kurumu topyekün bir halde daha çok güvenini yitiriyor. Eskiden insanlar birbirinin hatasını bulup yüzüne çarparken geldiğimiz noktada insanlar “siz daha da büyüğünü yaptınız, ne var bunda?” moduna geçmiş bulunmakta. Yani hatasını, günahını reddeden yok, siz de yaptınız diyenler var artık. 
Tanju Özcan’ın açıklamasını her ne kadar şahsına yakıştıramamış olsam da günümüz siyasetinin çok net bir özeti maalesef. Ne demişti kendisi o talihsiz açıklamada? "Sayın Erdoğan damadını niye bakan yaptıysa, ben de dayıoğlumu o yüzden başkan yardımcısı yaptım." 
Siyaset kurumunu ekonomiden ayırmamız mümkün değil. Ekonomideki her bir çizginin siyasetin bir yansıması olduğunu unutmamamız gerekiyor. Kısa, orta ve uzun vadeli ekonomi programları ve bu programların istikrarlı bir şekilde hayata geçirilmesi ekonomik kalkınmada son derece önemlidir.
Yaklaşık 4 yıldır yüksek faiz ve yüksek enflasyonla mücadelemiz devam ederken geldiğimiz noktaya ve yaşantımıza bakacak olursak pek de başarılı bir noktada olmadığımız aşikar. Demek ki kısa, orta ve uzun vadeli planlara sadık kalınmadı. Önümüze konulan tedbirlere riayet edilmedi, sözler tutulmadı.
Ekonomik Kalkınma ve İş birliği Örgütü’nün (OECD) açıkladığı enflasyon öngörülerine göre 2025 yılı sonunda Türkiye Arjantin’i de geride bırakarak G20 ülkeleri içinde birinci sıraya yükselecek. Oradan bakınca öyle görünüyor, aslında durumumuz o kadar da kötü değil diyebilecek olan varsa buyursun, gelsin rakamlarla masaya yatıralım.
Arjantin demişken, 2023 yılından bu yana devlet başkanlığı yapan Javier Gerardo’nun ve yönetiminin politikaları doğrultusunda enflasyonu resmen al aşağı ettiler. OECD’nin aynı raporunda geçen sene yıllık yüzde 117,8 olan Arjantin’in enflasyonu için bu yıl yüzde 28,4 oranında bir tahmin açıkladı.
Enflasyon artınca topyekün bir kayıp yaşanmıyor. Muhakkak bu çarpık düzenden beslenen, kaynayan kazanın ateşinden ısınanlar var. Özellikle finans sektörünün baş aktörleri olan bankaların açıkladığı kâr oranlarına baktığımızda bize bile yetmeyen paraların cebimizde çıkıp nerelere gittiği, kimlere kazanç sağladığı anlaşılacaktır. Mesela, ben henüz bu satırları kaleme alırken Bankalararası Kart Merkezi (BKM), kredi kartları ile şubat ayında yapılan toplam ödeme tutarının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 53 artış sağladığını duyurdu.
Gündem yoğun, kısa kesmekte fayda var. Sağlıkla kalın, hoşçakalın..