Türkiye son yıllarda özellikle Avrupa ülkelerinde yapılan araştırmalarda demokrasi, hukuk sistemi ve adalet gibi toplumun geneli üzerinde önemli etkiye sahip değerler açısından geri sıralarda yer almaktadır. Birçok araştırma sonucunda ülkemizde toplumsal huzuru simgeleyen kavramlar açısından pek iç açıcı sonuçlara rastlayamıyoruz. 
Uzun yıllar boyunca terör saldırıları, canlı bombalar, çatışmalar ve benzeri durumlar karşısında ülkemizde can güvenliğinin tehlikede olduğu gerekçesiyle birçok olumsuz durumla karşılaştık. Turizmden yabancı yatırımlara kadar ekonomik anlamda sıkıntılı süreçlerden geçtik. Belki hatırlarsınız, 2010 yılında Kuşadası ilçesinde demirleyen ‘Splendour Of The Seas’ adlı gemide geminin kaptanı tarafından imzalanan bir uyarı yazısında turistlere, ‘Bir terör ülkesi olan Türkiye’de kesinlikle yalnız dolaşmamaları ve turlara katılmamaları’ uyarısında bulunulmuştu. Sonrasında 2016 yılında İstanbul Sultanahmet Meydanı'ndaki canlı bomba saldırısı sonrasında dünya genelinden birçok kurvaziyer gemi firması yaz aylarında İstanbul, İzmir ve Kuşadası’na yapacağı seferleri iptal etmişti. 
Bu gün yakın tarihimizde demokrasi ve adalet gibi kavramlarda geri sıralarda yer aldığımız birçok rapor uluslararası basında yayınlanırken terör yaftasından tam anlamıyla kurtulamamış olan ülkemizin boynunda yeni yaftalar yer edinmeye başlamıştır.
Economist Intelligence Unit’in (EIU) 2024 yılında yayınladığı Dünya Demokrasi Endeksi raporunda ülkemiz 167 ülke arasında 102’nci sırada yer almıştır. 
Uluslararası Demokrasi ve Seçim Yardımı Enstitüsü’nün 2023 yılı raporuna göre Türkiye, "hukukun üstünlüğü" kategorisinde 173 ülke arasında 148. sırada. Türkiye ayrıca rapora göre Avrupa’da “demokratik olmayan” dört ülkeden (Azerbaycan, Belarus, Rusya ve Türkiye) birisi.
Uluslararası bir medya şirketi olan ve çeşitli araştırmalar yayınlayan Almanya merkezli Bertelsmann Vakfı'nın yayımladığı 2024 Dönüşüm Endeksi (BTI) raporunda Türkiye, 10 üzerinden 4,23 puanla "Ilımlı otokrasi" kategorisinde, Singapur, El Salvador, Papua Yeni Gine, Tunus, Tanzanya, Togo, Gabon, Cezayir, Uganda, Angola ve Irak gibi ülkelerin de gerisinde yer alıyor.
Bu raporları kaynakları ile vermemin sebebi, dileyen kişinin kaynakları araştırıp araştırmayı yapan kurumlar hakkında iyimser ya da kötümser bir kanaate ulaşmalarını sağlamaktır. Benim genel kanaatim, son yıllarda ülkemizin temel hak ve özgürlükler anlamında uluslararası arenalarda görüntüsünün pek de iyimser olmadığı yönündedir.
Bu görüntü elbette ki ekonomiyi de etkileyici bir unsur olmaktadır. Son günlerde yaşadığımız olaylara yabancı basının tepkisi endişe duydukları yönünde olmuştur. Güçlü bir Cumhurbaşkanı adayının mahkûm edilerek saf dışı bırakılması düşüncesi ortak bir şekilde dile getirilmektedir.
Bu olaylar ışığında alınan ekonomik tedbirler neticesinde ne kadar güç kaybettiğimiz, rezerv erittiğimiz (ve eriteceğimiz) önümüzdeki günlerde detaylanacak ve oluşan ekonomik kayıp yorumlanabilir şekilde kamuoyu tarafından öğrenilecektir.
Ekonomik sonucu yorumlamak için verilerin oluşmasını bekleyip göreceğiz. Suçluyu suçsuzdan ayırmak vatandaşın işi değildir. Ben bir vatandaş olarak hukukun üstün olduğu, yargının siyasal kararlardan etkilenmediği bir ülke istiyorum. Hakkında soruşturma başlatılan ve gözaltına alınan bir kişinin yaşayacaklarının yargılama başlamadan önce bazı(!) gazeteciler tarafından televizyonlarda anlatılması çok rahatsız edici. Yine yargılanan bir kişinin mahkûmiyet kararının avukatlarından önce basına sızdırılması son derece endişe verici. 
Endişeden, kaygıdan uzak güzel günler yaşayıp göçüp gitmek gibi son derece masum bir isteğim var. Zor olmamalı!
Sağlıkla kalın, sağlıcakla kalın..