Siyasetin iki ayrı kanadındaki iki profilden söz edeceğim. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ilki… Daha yakından tanıdığım, meslektaşım AK Parti’den ihraç edilen eski İzmir Milletvekili Hüseyin Kocıbıyık…
Hüseyin Kocabıyık, yaklaşık 10 yıl aynı gazetede teşrikimesaide bulunduğum arkadaşım.
Hem Özel hem de Kocabıyık ile birlikte aynı ortamda bulunduk.
Kocabıyık, entelektüel birimi ve siyasetteki tecrübesiyle tanıdığınız “politikacı” profilinin çok dışında bir kişilik. Bilgi çeşitliliğinin avantajı, her ortamda retorik becerisiyle tezahür eder. Henüz 30’lu yaşlarının başında Tansu Çiller’in başdanışmanı olarak edindiği devlet tecrübesi, siyasetin akışını okuyabilen öngörü kazandırmış.
Pek çok ortamda tanık olduğum ülke sevdasını, devlete bağlılığını ve geleceğe dönük kaygılarını yakından bilirim.
Özgür Özel’i Manisa Belediye Başkan adayı olduğu 2009 yerel seçimlerindeki kampanya çalışmalarında ziyaret ettik. Hüseyin Kocabıyık, Özgür Özel’e ilk karşılaşmasında, “Özgür bey” dedi, “çalışma tempon, dinamizmin etkileyici. Seni CHP’nin başına koysalar çok yakışırsın.”
İzmir’e dönüştü, “inanıyor musun? CHP’nin başına gelir mi?” diye sormuştum. “Bu sözümü unutma Ali, 35 yaşındaki bu genç arkadaş, 40’lı yaşlarında CHP’nin başında olacak” dedi.
Kocabıyık, insanlara hak ettikleri sözleri söylemekte cömerttir. Bir de sözünü sakınmaz!
Özgür Özel, CHP Genel Başkanı seçildikten sonra ilk Manisa ziyareti için geldiği İzmir’deki görkemli karşılaması üzerine konuştuk Hüseyin Kocabıyık’la… O günkü konuşmamızı hatırlattım, tevazuyla karşılık verdi, “siyasette tesadüflerle varlık gösterenler, gerçeklerle yüzleşince silinir” dedi.
Demek ki, hazırlanmış bir siyasetçiyi görmek bilgi gerektiriyor.
SİYASETTE YOL BULMAK
Sosyolojinin konusu toplumdur. Sosyolojik gerçekliği okuyamayanların öngörüleri hep kısır döngülerle ötekinin varlığından habersiz kalır. Bunun sonucunda da hızla akan bir derenin suyuna kapılıp gidenler arasında sürüklenir. İsabetli tespitler için akarsuyun kıyısında durup izlemek gerektirir.
Değerden bağımsız sosyolojik bakış açısıdır bu…
Bu yüzden günlük siyasetten genel tablo çıkarmak yerine, bilgiye ve tecrübeye dayanan fikirleri önemserim.
Aynı Hüseyin Kocabıyık ile Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nu ziyaret etmiştik. Sanırım 2013 yılıydı. “Özlem hanım, siyasi kariyer yolculuğunuzu izliyor ve takdir ediyorum” diye girdi söze. Sonra, “Aydın’a çok yakıştınız. Ben kadın bir Başbakana danışmanlığımdan edindiğim tecrübeyle söylüyorum; yol haritasında bir sapma olmazsa uzun yıllar bu göreve seçilirsiniz.”
Öyle oldu, Hüseyin Kocabıyık’ın siyasette bıçak sırtında ilerleyen yolda neler olabileceğine dair tahminlerinden sadece ikisini aktardım.
Hüseyin Kocabıyık, 25 Haziran 2015’te AK Parti İzmir Milletvekili seçilerek Meclis’e girdi. 26 Mart 2025’te, yani geçtiğimiz Çarşamba günü partiden ihraç edildi.
Gerekçe, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına tepki göstermesi…
Sosyal medya hesabından “Erdoğan sen aslında kendine darbe yaptın” diye yazdı.
Dedim ya, Hüseyin Kocabıyık başarıyı överken hakkını verecek sözleri özenle seçer, cömertçe kullanır. Yanlışı da eğip bükmeden söyler. Tanıdığım Kocabıyık profiline sığdırılacak pek çok özgün fikirleri var.
Bir de Çiller hükümetinin “kara kutusu” sayılabilecek devlet sırlarına vakıf olmasına rağmen, bir kez olsun bunları ifşa etmemiştir. Bu dönemde de etmeyecektir.
Ancak haksızlıkla mücadele edecektir. Tanıdığım Hüseyin Kocabıyık, zor zamanlara yol haritası bulur.
Acaba diyorum, siyaset olgunlaşmayı hep başkasından mı bekliyor?
Siyaset kurumlarının da zamanın olgunlaştıran, tarihin ders veren ufkundan yararlanması gerekmez mi?
Değerlerle, bilgi ve tecrübeyle donanımlı insan yetişmesi kolay değil. Kolayca feda edilmemeli.
Bunun siyasetle, politik dünya görüşüyle ilgisi yok. Gerçeklerin konusu bu olmalı…
Yine tekrar ediyorum; Esas değerli olan insandır. Saygıyı hak eden insandır. Fikirler saygı konusu değil, değerlendirme konusudur.
Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı Ionna Kuçuradi’nin formülünü bulduğu hakikatle bitirelim:
İnsanları tedirgin eden, olan biten değil; olan bitenle ilgili inandıklarıdır.