Habercilik ciddi bir iştir. Öyle eline bir kâğıt, bir defter, bir de fotoğraf makinası alanın rahatlıkla yapabileceği türden bir iş olmaması gerekir. Zira habercilik, yani diğer söylemi ile gazetecilik sorumluluk isteyen bir iştir. Yazdığınız her haber, yaptığınız her yorum toplumun bilgilenmesi anlamında çok değerlidir ve siz doğru, net, ayrıca objektif haber vermek zorundasınız. Bilgileriniz yorumdan uzak, objektif ve her şeyden de önemlisi doğru bilgiler olması gerekir. Sosyal medyada takipçi toplayacağım, haberi okutacağım, ya da başka düşünceler içerisinde, sansasyonel davranıp iyice araştırmadığınız, birkaç kaynaktan doğrulatmadığınız bir bilgiyi okurlarınıza, dolayısı ile topluma aktaramazsınız. Aktarıyorsanız görevinizi doğru yapmıyorsunuz ve sorumlu davranmıyorsunuz demektir. Kırk yılı aşkın bir sürede bu meslekte çok değişik olaylarla karşılaştım.
Sizi kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmak isteyenlerden tutun da, bilinçli olarak size yanlış bilgi verip kamuoyunun yanlış bilgilenmesini sağlamaya çalışanlarına kadar. Hepsi de geldikleri gibi gittiler, arkalarına bile bakmadan. Zira bilgilerin doğruluğunu araştırmak zorundaydık ve biz bunu yapınca da tornistan yaptılar. Demokrasilerde dördüncü kuvvet olarak adlandırılan ve kamuoyunun, toplumun bilgilenmesi anlamında oldukça önemli bir işlevi olan gazetelerin ve gazetecilerin olaylara objektif bakabildikleri ölçüde demokrasiye hizmet ettikleri tarih boyunca görülmüş ve görülmeye de devam edecektir. Çeşitli çıkarlar uğruna yandaş olmak, olaylara yanlı bakmak, duygularından arınamadan haber vermek gazeteciliğin temel ilkelerine aykırıdır. O nedenledir ki, gazetecilik sorumluluk ister. Gazeteci kendi çıkarları doğrusunda yandaş olmaz, olamaz. Gazeteci birilerine, hele hele güç sahiplerine yaranmak için asla uğraşmaz. Gazeteci sorumluluğunun bilincinde hareket etmek zorundadır. Eğer bu ilkelerin tam tersine hareket ediyorsa ona da gazeteci denmez...