Siyaset ve siyasetçi dediğimizde ne anlıyoruz? Nasıl bir anlam ifade ediyor siyaset bakın sözlüklerde nasıl ifade ediliyor.
“Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayıştır. Arapça kökenli olan bu kavramın anlamı devlet, yönetme ve yönetim anlamlarına geliyor. Politika sözlükte: Devletin etkinliklerini amaç, yöntem ve içerik olarak düzenleme ve gerçekleştirme esasının bütünüdür. Mecaz anlamda ise: Bir hedefe varmak için karşısındakilerin duygularını okşama, zayıf noktalarından veya aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanma ve bu yollarla işini yürütmek anlamına gelir.”
Siyaset denildiğinde insanların algısı nedir diye sorguladığımızda da karşımıza şöyle bir sonuç çıkıyor.
“Siyaset sözcüğü 14. yüzyıldan sonra kullanılmaya başlanılan ve eş anlamlısı politika olan sözcük ise 20. yüzyıldan itibaren yaygınlaşan bir sözcüktür. Genel anlamıyla; insanları yurttaşlık düzeyinde etkilemektir. Her döneme, her topluma göre etkileme biçimleri farklılık gösterir, bunun için her yerde seyir eden siyaset anlayışı farklıdır.
Ulus devletleriyle birlikte halkın söz sahibi olduğu devlet yapılanmaların kurulmasıyla artık devlet halkın temsil hakkını verdiği insanlar tarafından yönetilecekti. Bunun için de bu insanların ya da partilerin insanlarda temsili hakkı almaları için artık etkin siyaset içinde kendilerini bulmuşlardır.
Siyasetin etkin hale gelmesi, bu yolda siyasetçilerin birbiriyle yarışması ve sürekli vaatler verilmesi insanların siyasete bakış algısını etkilemiştir ve çoğu insana göre siyaset yalan ve dolandır. Verilen vaatlerin seçilen siyasetçiler tarafından yerine getirilmemesi ya da eksik bir şekilde yapılması insanların siyasetçilere olan güvenini sarsmıştır.”
Bugün siyaset ve siyasetçi giderek yozlaşmaya yüz tutmuş ve devlet birimlerini halk adına ve halk yararına yönetmekten öte anlamlar ifade eder duruma gelmiş. Bir başka söylem ile iktidar gücünü eline geçiren siyasi erk giderek toplumdan uzaklaşmakta ve “Halka rağmen” iş yapmaya çalışmaktadır. Buna parti içinde dur diyebilecek bir kademe veya mercide kalmamış durumdadır. Milletvekilleri artık birer onay makamı gibi liderin önlerine getirdiğini sorgulamadan, kayıtsız şartsız onaylamak zorunda kalmışlar, bu da siyaset ile birlikte siyasetçinin de yozlaşmasına neden olmuş görünüyor.
Yine günümüz siyasetinin hastalıklarından biri de siyaset erkinin üst kademesinde bulunanlar, toplum tarafından seçilmiş insanların kendi çevrelerinde eleştiren değil, koşulsuz onaylayan insanların yer almasını istemektedirler. Böyle olunca da siyasetçi yanlış yapsa da çekirdek kadrosunun koşulsuz onaylaması ve alkışlaması siyasetçinin yanlışlarını sürdürmesine neden olmaktadır. Zaten siyasetçinin de istediği de budur.
Siyaset ve siyasetçinin günümüzdeki hastalıklarından kurtarılabilmesi için öncelikle siyasi partilerin yapılarının yeniden düzenlenmesi ve devrim niteliğinde düzenlemeler getirilmelidir. Lider egemenliğinde partiler yerine partililerin egemen olduğu bir siyasi yapının oluşturulması gerekmektedir. Delege sisteminin hakim olduğu değil, parti üyelerinin seçme konusunda etkin ve söz sahibi olduğu yapıların getirilmesi gerekmektedir. Yoksa siyaset giderek daha bir yozlaşacak ve bugünler aranır duruma gelecektir.