İngiltere gibi bir ülkeden söz ediyoruz. Ekonomisi büyük, birikimleri fazla, dünyaya ve Avrupa’ya yön vermeye çalışan, diğer bir ifade ile de üzerinde güneş batmayan bir ülke İngiltere’den.
Niye İngiltere’den bahsediyoruz?
Dünya’nın başına bela olan korona virüs elbet İngiltere’yi ve İngilizleri de vurdu. Çok sayıda hasta ve yine çok sayıda insan yaşamını yitirdi. İngiltere gibi daha bir çok ülkede ölüm vakaları bir hayli yüksek.
Virüsün ilk yayılmaya başladığı günlerde, yani bundan bir ay kadar önce İngiltere virüse şöyle yaklaşıyordu. Kelimenin tam anlamı ile ‘Ölen ölür kalan sağlar bizimdir’ mantığı ile. Ne diyordu o gün İngiltere başbakanı. Bırakalım virüs herkese bulaşsın ve herkes bağışıklık kazansın benzeri ifadeler.
Tabi pandemi denilen bir olayda bu böyle olmuyor, olmamalı da. Hele insan olan hiçbir kimse bu yaklaşımı sergilememeliydi. Bu bir insanlık suçu olarak değerlendirilebilirdi, değerlendirilmeliydi de. Neyse ki İngiltere hükümeti bu yaklaşımından kısa sürede vazgeçerek gerekli önlemleri almaya başladı, ama artık geç kalınmış bir durum görünüyordu. Ülkede vaka sayısı bir çığ gibi büyüdü. Her gün yüzlerce İngiliz korona virüsten yaşamını yitiriyor. Durum vahim. Ama asıl vahim olanı kaderlerine terk edilen yaşlılar gibi görünüyor.
Ajanslardan düşen son haberlere göre yaşlılara test yapılmıyor. Bu konuda Daily Mail gazetesine konuşan Donna Millan, 73 yaşındaki annesinin Kovid-19 semptomları gösterdikten sonra 9 Nisan'da öldüğünü kaydetti. Israrlarına rağmen annesine test yapılmadığını iddia eden Millan, "Eğer işler daha iyi yönetilseydi annem virüsü kapmaz ve hayatta olurdu." diyor.
Bir başka İngiliz Hayden Hewitt de 83 yaşındaki kayınvalidesinin Kovid-19 semptomları gösterdiğini ancak ambulans gönderilip huzurevinden alınmadığını aktarıyor. Hewitt, doktorun da ziyaret etmediği kayınvalidesinin hayatını kaybettiğini söylüyor
Bu veriler bile insanın kanını donduruyor. Huzurevinde kalan yaşlılar adeta gözden çıkarılmış izlenimi uyandırıyor insanda. Sonra da soruyorsun kendi kendine hangi insan evladı böyle bir davranış içerisinde olabilir. Eğer doğru ise yazılanlar, huzur evlerinde kalan yaşlılara takınılan bu tavır hangi insanlığa sığar?
SALDA GÖLÜ
Türkiye’nin cennet köşelerinden biri Salda Gölü; bu günlerde hiç de hak etmediği şekilde bir rant kapısı olarak görülmeye başlandı üzerine titremek gerekirken.
Salda Gölü insan eliyle yok edilmeye çalışılıyor. Salda Gölü dünyanın cennet köşeleri arasında. Kimi kaynaklar Salda Gölü’nü tanımlarken Türkiye’nin Maldivler’i diye tanımlıyor. Bu kadar güzel, bembeyaz kumsalı ile insanın içine huzur veren bir yer.
Böyle bir yeri bırakın tesis yapmayı kum taneleriniz zerresine bile dokunulmasına izin verilmemesi gereken bir yer. Bu yer eğer Avrupa’da bir yerde olsaydı, o sahile insanların girmesi için ayaklarına galoş giymeleri zorunlu olurdu, bir tek kum zerresi yok olmasın diye. Ama gelin görün ki, her şeyin rant olduğunu düşünen bir zümre burada tesis inşa etmeye çalışıyor.
Unutmayalım ki biz tesislerimizi başka yerlere de kurabiliriz, ama başka bir Salda Gölü daha bulamaz ve başka bir Salda Gölü daha istesek de yaratamayız.
Salda Gölüne dokunma!