Son günlerde sık sık dillendirilen idam cezasının geri getirilmesi talebi ancak anayasa değişikliği ile mümkündür. Bunun TBMM’de ya 400 milletvekilinin kabul etmesi ya da referandum ile idam cezası geri getirilebilir.
Baştan söyleyeyim. Ben idam cezasının geri getirilmesine karşıyım. Çünkü, en çok kadın cinayeti, çocuk tecavüzleri, idam cezasının uygulandığı ülkelerde oluyor. Yani bu ceza caydırıcı değildir.
Ayrıca idam cezası geri gelirse bundan önceki suçlulara uygulanamaz. Ne terörist başı Apo’yu, ne de Türk düşmanı Feto’ya bu cezayı uygulayamazsınız.
Türkiye’de idam cezaları hep haksız yere uygulanmıştır. 1961’de idam edilen Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu’nun haksız yere idam edildiğini bugün herkes kabul ediyor. Bana göre bugün Kıbrıs’ta garantörlük hakkı elde ettiysek bunu Fatin Rüştü Zorlu ve arkadaşlarına borçluyuz.
Bazı kesimler Menderes’i, ABD yanlısı politikalar izlemekle suçlarlar. Halbuki 2. Dünya Savaşından sonra Sovyet Rusya, Türkiye’den Kars ve Ardahan’ı , Boğazlarda da üs istemiştir. Bu dönemde yalnız ve güçsüz bir ülke olan Türkiye, batı bloğuna girmeyi zorunlu görmüştür.
ABD ile 1947’de İsmet Paşa döneminde bir ittifak anlaşması imzalanmış , Amerikan yardımları alınmıştır. Bu anlaşma ile Türkiye , NATO’ya girmek, Birleşmiş Milletlere üye olmak istemiştir. Nitekim Türkiye , Nato’ya girmek için Birleşmiş Milletler kararı ile Kore’ye asker göndermiştir. Ben bunları Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu’ndan öğrendim.
Başka bir konu Köy Enstitülerinin kapatılması ise yine İsmet Paşa döneminde (yanılmıyorsam) Başbakan Şemsettin Günaltay idi. “ Bu okullar komünist yetiştiriyor” propagandası sonucu önce kapatılmıştır. Kapatılması kanunu ise DP iktidarı döneminde 1954 yılındadır. ( Bu konuda Hasan İzzettin Dinamo’nun Kutsal Barış adlı eserinden yararlanabilirsiniz. )
12 Mart 1971’de TSK, hükümete muhtıra verir. Demirel başbakanlıktan uzaklaştırılır. Deniz Gezmiş, Ulaş Bardakçı ve Yusuf Aslan , hiç adam öldürmedikleri halde ABD’nin 6. Filosuna karşı yaptıkları eylemler ve İsrail büyükelçisi kaçırdıkları için idam edilirler. Bir anlamda Menderes ve arkadaşları üç kişinin karşılığında Deniz Gezmiş ve arkadaşları haksız yere idam edilir.
12 Eylül darbesinden sonra da sağ ve soldan yüz genç idam edilir. Hata 17 yaşındaki Erdal Eren’in yaşı büyütülür, öyle idam edilir.
Sonuç olarak bizim idam karnemiz bozuk ve hep kötü kullanılmıştır. Bu yüzden idama karşıyım.