Perşembe günkü CHP-İYİ parti ortak mitingi, CHP’nin iç organlarını gösteren bir rötgen filmi’’ gibiydi
Kılıçdaroğlu konuşmaya başladığında miting alanından gruplar halinde ayrılmalar, kalp ve iç organların birlikte hareket ederek,sanki beynin komutlarına,artık uymayacaklarını gösterir gibiydiler.

CHP’içindeki iç kaynamanın giderek tabana daha çok yayıldığı artık, kol kırılır içinde kalır sözünü çoktan aştığının resmiydi.
Perşembe günkü miting gösterdi ki,31 Mart Yerel seçimlerinden sonra CHP’de gerçek anlamda köklü bir değişiklik mutlaka olacak.
Görünen o ki Kılıçdaroğlu uzatmaları oynuyor.

20 gün sonra seçime gidecek CHP’nin genel başkanı konuşurken, katılımcılardan kimilerinin sanki söz birliği etmiş gibi gruplar halinde alandan ayrılmaları başka ne anlam taşıyabilir ?

Muharrem İnce’nin Aydın’a geldiği gün, Atatürk Kent Meydanı’nın da olanlar,alanın iğne atsan yere düşmeyecek benzetmesindeki gibi kalabalık olmasının dışında ,anıtın çevresininde gelenlerle dolu olduğunu anımsayacaklardır.

Bu sessiz; ama anlamlı eylemi yorumlayacak olursak,mitinge gelen CHP’liler,31 Mart seçimlerine önem verdiklerini,partileri CHP’ye sahip çıktıklarını gösterirken, sanki Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na artık eskisi gibi bağlı olmadıkları mesajını sessiz;ama anlamlı bir şekilde vermiş oldular.

CHP genel olarak bugün bu karmaşayı yaşıyorsa, bunun ana nedeni,Muharrem İnce genel başkanlığa soyunduğu zaman,’’ne şiş yansın ne kebap’’ kurnazlığıyla CHP’yi değil de,kendi çıkarlarını önemseyerek Kılıçdaroğlu’ndan yana tavır alarak Muharrem İnce’yi ve onu destekleyenleri yalnız bırakanların benciliğidir.

Aslında,genel başkanı partiye kayıtlı üyelerin seçme yetkileri olsaydı,şimdiye dek çoktan Muharrem İnce CHP Genel Başkanı seçilmiş olurdu.

Yaşamın olmazsa olmaz kurallarından biri de,’’yanlış yapmak,hedefe varmayı geciktirir’’ kuralıdır.
Genel başkan seçiminde yetkili olan delegelerin kendilerince haklı nedenleri yüzünden değişikliği gerçekleştirmemeleri, Kılıçdaroğlu’na karşı çıkanların da dışlanmalarına ortam hazırlamıştı.
CHP içinde yaşanılan bu olaylarda göstermiştir ki,’’eğer gerçekten CHP’liysen önce partinin geleceğini düşüneceksin’’
31 Mart seçim sonuçları ;isteseler de istemeseler de tüm CHP’lileri kendileriyle yüzleşmek zorunda bırakacaktır.
Özellikle örgütsel anlamda güçlü olanların,Türkiye Cumhuriyeti’nin her anlamda ‘’Amiral Gemisi’’ CHP’nin baştan su almaya başladığını görmelerine karşın,salt kendi koltuklarını korumak için,9 kez seçim kaybeden;ama kaybettikçe ‘’Amiral Gemisi Kaptanı’’ olmayı başaran kaptanı ,değiştirmemiş olmamalarının bedelini tüm CHP liler ödeyecek.

Miting sırasında ve sonrasında, özellikle Kılıçdaroğlu konuşurken , alandan ayrılmaya başlayanlara ,’’ nereye gidiyorsunuz,daha bitmedi ki ?’’ soruma kimileri bıyık altından gülerek yanıt verdi,kimileri de ,yüzüme bakarak, ‘’onca yazı yazdın,sence Kılıçdaroğlu’nun yerinde Muharrem İnce olsaydı giden olur muydu ?’’
Şeklindeki ifadeleri işte bu bedelin bir parçası gibiydi.

İYİ parti Genel Başkanı Meral Akşener’in içten davranışları bu ittifakın ülke sorunlarının çözümünde büyük sorumluluk yüklenmeye hazır olduğunu söyler gibiydi.

31 Mart seçimlerinde alınacak sonuçlar,CHP-İYİ parti seçmenlerinin bu ittifakın ne denli önemli olduğunun bilincinde olup olmadıklarını gösterecektir.

CHP’nin,15 milletvekilini İYİ partiye transfer ederek TBMM de gurup kurmasına yardımcı olması ile ülke çıkarları için her iki parti büyük bir sorumluluk yüklenmiş oldular.
Şimdi sıra verilen sözlerin tutulmasına geldi;çünkü gün ideolojik tartışma,sağcılık,solculuk günü değil,Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğinin kurtarılması günüdür.