Akrep Gibisin Kardeşim,
korkak Bir Karanlık İçindesin Akrep Gibi.
serçe Gibisin Kardeşim,
serçenin Telaşı İçindesin.
midye Gibisin Kardeşim,
midye Gibi Kapalı, Rahat.
ve Sönmüş Bir Yanardağ Ağzı Gibi Korkunçsun, Kardeşim.
bir Değil,
beş Değil,
yüz Milyonlarlasın Maalesef.
koyun Gibisin Kardeşim,
gocuklu Celep Kaldırınca Sopasını
sürüye Katılıverirsin Hemen
ve âdeta Mağrur, Koşarsın Salhaneye.
dünyanın En Tuhaf Mahlukusun Yani,
hani Şu Derya İçre Olup
deryayı Bilmiyen Balıktan Da Tuhaf.
ve Bu Dünyada, Bu Zulüm
senin Sayende.
ve Açsak, Yorgunsak, Alkan İçindeysek Eğer
ve Hâlâ Şarabımızı Vermek İçin Üzüm Gibi Eziliyorsak
kabahat Senin,
— Demeğe De Dilim Varmıyor Ama —
kabahatın Çoğu Senin, Canım Kardeşim!

Nazım Hikmet Ran

Bugün günlerden cumartesi..

İçimden geldi,bir ayna tutayım dedim kendimize…

Birden aklıma Nazım’ın bu şiiri geldi.

Hani fena da olmadı…

Şiriri satır satır okurken,önce şaşırdım,afalladım.

Sonra derinden bakınca her sözcükte kendimi gördüm…

Akrep gibi,

Serçe gibi,

Midye gibi,

Sonra Darvin’in evrim teorisine göre,kendimi gördüm.

Bu ne lan ?

Ben koyun muyum ?

Bana gülme ,

Ya sen ?

Baktın mı sözcüklerden oluşan karakter aynasına ?

Yoksa korktun mu ?

Korkma be koçum;çünkü seni koçum,koçum diye uyutarak büyüttüler. İşin garip yanı

Ara sıra ‘’arslanım!’’ demelerine bakma,o deyiş değişik gaz verme yöntemidir.

Bak ne diyeceğim, iyi dinle.

Bazı ülkelerde gücün sembolü ARSLAN’dır.

Türkiye’de de ,babalar,dedeler oğullarını,’’ Arslan oğlum !’’ diye severler.

Başkasına hakaret etmek istediklerinde de;

AYI !

Derler.

Garip değil mi ?

AYI’ da, Rusya’da gücün sembolüdür.

Rus baba oğunu,’’ ayı oğlum,ayı oğlum’’ diye severken.

Türkiye’de ise ‘’ arslan oğlum,arslan oğlum’’ diye sever.

Ve işin garip olan yanı bu iki babanın birbirlerine gülmesidir.

Nedense her iki baba birden insan olduklarını unuturlar…

İnsan !

Nasıl bir canlı türü ?

Doyar mı ?

Hayır…

En cahilinden,en okumuşuna kadar kişisel çıkarının hesabını çok iyi yapar.

Bununla ilgili bir fıkra var,insanın çıkarı söz konusu olunca ne ince hesaplar yapabiliyormuş,onu anlatıyor.

Zamanın birinde Haccacı Zalim diye bir hükümdar varmış (gerçekten yaşamış).

Özellikle ticaretle uğraşanlara kafayı takmış mış,

Birisini çağır sorular sorarmış,aldığı yanıtların oranına göre ya kişiyi serbest bırakırmış ya da başını vurdurturmuş.

Birlikte yaşadığı anası onun bu zulmünden bıkmış usanmış;ama ne yapsın evlat işte.

Bir gün anasıyla sohbet ederken,sokaktan geçmekte olan susamcının sesini duymuş,adamlarına ‘’ Tez getiresiniz o susamcıyı huzura’’ demiş.

Getirmişler.

Susamcı tir tir titriyor.

Haccacı Zalim ,bu dünya ve öteki dünya ile ilgili sorular sormuş,susamcı her iki dünya ile ilgili sorulara verdiği yanıtlar başa baş gidiyormuş.

Hacca Zalim sormuş:

-Ne iş yaparsın ?

-susam alır satarım.

-peki söyle bakalım,320 kilo susamdan ne kadar yağ çıkar ?

Susamcı düşünmüş,zihninde hesaplar yapmış ve

-Şu kadar kilo yağ çıkar,demiş.

Haccacı Zalim tekrar sormuş:983 gram susamdan ne kadar yağ çıkar ?

Susamcı yine ince hesaplar yapmış ve

-…….şu kadar gram yağ çıkar,demiş.

En sonunda Haccacı Zalim son soruyu sormuş:

-Ey susamcı,şimdiye kadar bu dünya ve öteki dünya ile ilgili sorduğum soruların cevaplarının çoğunu veremedin;ama işinle ilgili soruların hepsine tam cevap verdin.Şimdi sana son soruyu soruyorum.

BİR SUSAM DANESİNDEN NE KADAR YAĞ ÇIKAR ?

Susamcı onu da bilmiş.

Sizce bir susam danesinden ne kadar yağ çıkar ?

Bir düşünün bakalım.

Yazımı okursanız, tahminlerinizi yorum kısmına yazabilirsiniz.

Korkmayın bu bir sınav değil, ezber bozmaya yönelik, yaşama bakış açınızla ilgili eğlencelik bir anekdot.

Pazartesi görüşmek üzere.