Kuruluşunun hemen ardından genel seçimlere giren ve sonra da yerel seçimlerde azımsanamayacak oranda bir başarı gösteren İYİ Parti Aydın teşkilatında olup bitenleri anlayabilmek olası görünmüyor.
Henüz tam olarak ayakları üzerinde durma çabası gösteren, gelecek için umut olma yolunda çalışmalar yürütmeye çalışan İYİ Parti’nin Aydın Teşkilatında yaşananlar adeta Nasrettin Hoca’nın bindiği dalı kesmesi, ya da kendi ayağına kurşun sıkmaktan öte gitmeyecek hareketler.
Neymiş bir grup partili mahkemeye başvuruda bulunmuşlar. İl Başkanlığı dahil birkaç ilçeye kayyım atanması talebinde bulunmuşlar. Gerekçeleri nedir, ne değildir henüz kamu oyu tarafından bilinmiyor. Şurası bir gerçek ki bir grup koltuk sevdalısı ‘ille de oralarda biz olmalıyız’ anlayışı içerisinde hareket etmektedirler.
Neyin kavgasını veriyorsunuz? Yeni kurulmuş bir partide bu parti içi çekişme, hem de kayyım istemeye varacak ölçüye dek giden iç çekişme niyedir? Bunu yapmakla kendinize avantaj sağlayacağınızı sanıyorsanız bu daha çok sizlere zarar verecektir.
Kayyım istemi karşısında önceki günlerde bir basın toplantısı gerçekleştiren il yönetimi ve İl Başkanı Cemal Sarı, yapılan kayyum talebinin parti için daha iyiyi, daha şeffafını bulmaya yönelik bir talep olmadığının altını çizdi.

“KAYYUM TALEBİ SİYASİ AHLAKTAN UZAKTIR”
Bundan sonra sınırlarının çok daha net ve kalın olduğunu belirten Sarı; “Parti olarak yeniyiz ancak, temsil ettiğimiz misyon binlerce yıllık Türk tarihinden süzerek gelen bir aklın devamıdır. Yapılan kayyum talebi, partimiz için daha iyiyi, daha şeffafını bulmaya yönelik bir talep değildir. Bu talep, partimizin enerjisini tüketmeye, gücünü azaltmaya, hareketini yavaşlatmaya, partimizi mahkeme kapılarına sürüklemeye yönelik bir taleptir. Bu talep, gayri samimi ve siyasi nezaketten, siyasi edepten ve siyasi ahlaktan uzak bir taleptir. Bu talep, birilerinin Ankara’da pişirip, Aydın’da ki maşalarının kotardığı bir taleptir” diye yorumladı.
Görünen o ki, İYİ Parti Aydın Teşkilatı bir süre daha kayyım tartışmaları ile hedeften uzak tutularak yıpratılmaya ve kendi isteklerini elde etmeye yönelik çalışma yapanların saldırılarına maruz kalmaya devam edecek. Ancak şurası da bir gerçek ki, bu tür girişimler partiyi ve parti yönetimini daha da güçlendirecektir. Yeter ki görev başındakiler tezgahlanmaya çalışılan oyunlara gelmeyerek işlerini yapmaya devam etsinler.