Türkiye ülkenin güney sınırlarında uzun süredir var olan ve uzunca bir süredir de mücadele etmek zorunda kaldığı PKK terörünün sınır ötesi uzantılarını kaynağında yok etmek ve güvenlik bir bölge oluşturmak adına “Barış Pınarı Harekatı” adı altında sınır ötesi bir operasyon yürütüyor.
Hemen her konuda olduğu gibi, müttefikimiz dediğimiz, ortak çıkarlarımız var dediğimiz batı ülkelerinden bu harekat ile ilgili olarak çeşitli karşı sesler yükseldi. AB ülkeleri silah ambargosu ve ekonomik yaptırımlarda söz ettiler.
Şaşırdık mı?
Hayır, dün olduğu gibi bugün de şaşırmadık. Zira Batı’nın her zamanki tutumundan farklı bir tutum ile karşılaşmadık. Biz zaten Türkiye olarak yola çıkarken, yani Barış Pınarı Harekatı’na başlarken bunları biliyorduk. O nedenle de sürpriz olmadı, hiç de şaşırmadık.
Bizi asıl şaşırtan nerede ise bugünkü varlığına Türkiye Cumhuriyeti’ne ve onun kahraman askerlerine borçlu olan bir Cumhurbaşkanı’nın sözleri oldu. KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ‘Kıbrıs Barış Harekatından kan aktı, Barış Pınarı Harekatı’nda da kan akacak’ sözleri hem şaşırttı, hem sürpriz oldu.
Sayın Akıncı 1974 yılında Kıbrıs’ta yaşamıyor olmalı ki, o gün yaşananları bilmiyor, ya da koltuk hırsı gözünü o kadar köreltmiş ki tarihini unutacak kadar gaflet ve delalet içine girebilmiş.
1974 Kıbrıs Barış Harekatı öncesinde Rumlar Türk köylerini basıyor, Türkleri katlediyor, topluca katliamlar yapıp toplu mezarlara gömüyorlardı. Çoluk çocuk demeden her Türk’ü kurşundan geçiriyordu. Aslında Barış Harekatı öncesinde kan akıyordu Kıbrıs’ta. Hem de oluk oluk. İşte bu kanı durdurmak için Barış Harekatı yapılmış ve Kıbrıs Türk’ü bugünkü özgürlüğüne kavuşmuş ve o Cumhurbaşkanlığı makamının var olması sağlanmıştır. İşte o Barış Harekatı nedeni ile sayın Akıncı o makamda ve o koltukta oturmaktadır.
Akıncı ve benzerlerine bizim kültürümüzde uyan çok güzel bir deyiş vardır. Bu vesile ile anımsadığım bu deyişi burada tekrarlamak isteri. Hepinizin bildiği gibi, atalarım derler ki,
“Besle … oysun gözünü”
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Akıncı’nın yaptığı da tam bu söze karşılık gelmiştir.
Sonuç olarak KKTC Cumhurbaşkanı bu sözlerinden sonra o koltuğu hak etmemektedir ve seçimi beklemeden koltuğu gerçek Kıbrıslı Türklere teslim etmelidir.