Bir süre önce Valimiz Yavuz Selim Köşger beye,sosyal medya üzerinden bir açık mektup yazmıştım.
Mektupumda, çocukluk,delikanlılık ve gazetecilik anılarımla süslediğim o günkü Aydınımızı anlatmaya çalışmıştım.
Mektupum ,oldukça geniş bir biçimde paylaşılarak ilgi gördü.
Aydın’ın yaşamsal sorunu olan jeotermal santrallerini ve çevre kirliliğini içeren yazımda, kullandığım anlatım dilinin çok yerinde ve benden beklenen bir davranış olduğunu yazarak,söyleyerek beni onurlandıran,yazıma görüşlerini katarak bana güç veren, ilgi gösteren herkese çok teşekkür ediyorum.
Nazım Hikmet’in dediği gibi
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim.
Birkaç gün önce sayın valimizin Karacasu’da muhtarlarla yaptığı toplantıda ,jeotermallerle ilgili soruya,’Jeotermaller zarar veriyor diyenlerin tuzu kuru’’şeklindeki yanıtı okuyunca soruna değil çözüme odaklandım;çünkü sayın valimiz, jeotermalden yararlanan ülkeleri örnek göstererek şöyde diyorlardı:’’Amerika’dan İskandinav ülkelerine kadar hepsi kullanıyor.Onlara hiçbir zararı olmamış,Aydın’a geldi mi,birileri (Çevreye zarar veriyor) diye feryat ediyor.’’
jeotermaller zarar veriyor diye feryat edenler olarak tuzumuzun kuru olmadığını anlatmak için sayın valimizin örnek gösterdiği ülkelerin jeotermal kaynakları nasıl kullandıklarını gösteren belgeleri,raporları,filtreleri, bu konudaki her türlü bilimsel verileri ortaya koyalım.Örneğin ADÜ,Çevre,Sağlık,Tarım Bakanlıklarını,hatta söz konusu ülkelerden bilim adamlarını davet ederek inceleme yaptıralım.
Bakalım o ülkelerdeki jeotermal santralleri akışkanları toprağa mı,sülfürlü,radonlu gazı filtrelemeden havaya mı veriyor. Yer altıdan çektikleri enerjinin yarattığı boşlukları doldurmak için neler yapıyorlar ?
Yer altı sularında arsenik var mı yok mu ? Yer altı sularımızda arsenik var mı yok mu ? bunu anlamak o kadar da zor değil.
Örneğin,ağaçların,toprağın akışkan ve sülfürlü havadan dolayı kuruyup kurumadıklarını testler yaptırarak öğrenebiliriz.
Jeotermal şirketlerinin ürettikleri elektrikten kazandıkları bol sıfırlı kazançlarının Aydın’a bir yararı var mı yok mu araştırabiliriz.
Vali bey bunlara’ hayır’ mı diyecek.Sanmam.Vali bey de bizimle aynı havayı soluyor.Aynı sebzeden,meyveden yiyor.
Aydın’da kanser hastanesi yapılıyor muş,bu doğru mu değil mi ? diye sorabiliriz.
Anladık,havamız kokuyor,suyumuz kokuyor,toprağımız kokuyor da…
Tanrı korusun ya tuz kokarsa…