“Neler oluyor bize yine neler oluyor gülüm
Neler oluyor sana bana neler oluyor
Neler oluyor bize yine neler oluyor gülüm
Neler oluyor sana bana neler oluyor”
Şarkının sözlerinde böyle sesleniyor şair sevdiğine. Olup bitene anlam veremeyen şair sevdiğin seslenirken aynı zamanda da soruyor, NELER OLUYOR BİZE diye.
Son bir hafta içerisinde Aydın’da on intihar olayı yaşandı. İnsanlar Allah’ın verdiği canı hiç tereddüt etmeden son veriyorlar. Hem de kendi elleri ile.
Peki niye bu intiharlar yaşanıyor?
Niye insanlar kendi elleri ile canlarına kıyıyor?
İntihar olaylar sosyolojik mi, psikolojik mi, yoksa tamamen ekonomik nedenlere mi dayanıyor?
Elbette bu intiharların birden bire böylesine peş peşe gelmesinin bilimsel yönleri araştırılacak v uzmanlar bu araştırmalarını bir rapor halinde kamuoyuna sunacaklardır. Ancak ortada da bir gerçek var ki, 24 Haziran seçimlerinden bu yana yaşanan ekonomik olumsuzluklar toplum kesimleri üzerinde azımsanmayacak ölçüde baskı oluşturmakta ve dengesini bozmaktadır.
Her ne kadar muktedirler tarafından ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz gizlenmeye çalışılsa da mutfakta yangın başlamış, gelir gider dengeleri bir hayli olumsuz yönde etkilenmiştir. Bir yıla yakın bir süredir 3,80’ler seviyesinden altı liralar seviyesin yükselen dolar ülke ekonomisi üzerinde oldukça fazla baskı yaratmakta v insanların gelirleri her geçen gün alım gücü olarak erimeye devam etmektedir. Bu da birçok kesimde dayanılmaz noktala ulaşmakta ve bunun sonucu olumsuzluklar yaşanmaktadır diyebiliriz.
Bugün enflasyon rakamları açıklanacak. Çalışan kesimin, diğer bir söylemle ücretli kesimin alım gücünün ne kadar daha eridiği görülecektir. Enflasyon son bir yıl içerisinde çift haneli rakamlara ulaşmış, ancak çalışan kesimin ücretlerin yapılan zamlar ise aynı oranda artmadığı gibi, devletin dolaylı vergilere getirdiği yeni ayarlamalar, elektrikten ekmeğe dek tüketim ürünleri üzerinde etkili olmuş ve ücretlinin zaten azalan alım gücünü daha bir içinden çıkılmaz hale doğru sürüklemiştir.
Sonuç olarak intihar olaylarının çeşitli nedenleri vardır. Bu nedenler bilim insanlarınca ortaya konulacaktır. Ancak muktedirler bir an önce toplumu rahatlatacak, ekonomiyi aspirin tedavilerinden çok kalıcı ve köklü çözümler ortaya koyacak önlemleri alması gerekmektedir. Ve en önemlisi de tüketim toplumu olmaktan çıkıp üretim toplumu olmaya yeniden yönelmenin yollarını bulmak zorundayız. Zengini zengin yapacak teşviklerden çok gerçekten üretimi artıracak, toplumdaki işsizlik oranların aşağı çekecek teşvik sistemleri geliştirilmelidir. İşte o zaman belki “NELER OLUYOR BİZE?” sormaktan kurtuluruz.