Başlıkta ifade ettiğim gibi KALDIRIM İŞGALİYELERİ’nin tarihçesini size aktarmak istemiyorum. Ancak hepimiz de iyi biliyoruz ki, otomobil denilen aygıt bulunduğu günden beri insanları güvenli bir biçimde yürüyebilmeleri, işlerine veya evlerine gidebilmeleri için gerekli olan bir yaya yürüyüş yoludur kaldırımlar.
Kaldırımlar var olduğu günden bu yana da kentlerde, köylerde ve kasabalarda artık esnafın da yeni bir teşhir yeri vardı. Dükkanın içine yerleştiremediği, sığdıramadığı ürünleri kaldırımda sergilemeyi ve böylece müşteri çekmeyi amaç edinmişti esnaf. Ne var ki, yayalar için yapılan kaldırımlar, yayaların dışında her amaç için kullanılır olmuştu.
Buna bir dur demek gerekiyordu, öyle de oldu. Ancak yine de kaldırımlar işgal ediliyordu. Günümüze dek gelen bir sorun. Bakıyoruz arşivlere 1930’larda da bu sorun var ve çözüm için çaba harcanmış, ancak sorun bugüne dek yine gelmiş.
Aydın’ın yerel medyasının ilk kilometre taşlarından biri olan AYDIN gazetesi 1939 yılında yayımladığı bir haberde aynen şöyle deniliyor.
“Şehir ve kasabalarda yaya kaldırımları, manhasıran halkın mürur ve uburuna mahsus bulunmasına rağmen türlü vesilelerle bunların işgal edilmekte olduğu görülmektedir. Bilhassa Gazi Bulvarı, Hükümet Bulvarı ve İstasyon Caddesi ana yollardaki yaya kaldırımlarının Pazar günlerinden istifade edilerek işgal edilmesi, buralardan yayaların sarbestçe gelip geçmelerine engel teşkil etmekte olduğu aşikardır. Bu sebeple şehrin bu gibi ana caddeleri üzerindeki yaya kaldırımlarının Pazar günleri dahi gerek kahveciler ve gerekse sair satıcılar tarafından işgal edilmemesi belediyece kararlaştırılmış ve buna meydan verilmemesi belediye zabıtasına tebliğ edilmiştir”
Aradan seksen yıl geçmiş, Aydın’da sorun hala aynı sorun. Artık sadece Gazi Bulvarı, Hükümet Bulvarı, İstasyon Caddesi gibi caddelerle de sınırlı değil. Kentin hangi noktasına bakarsanız bakın kaldırımların nerede ise tamamına yakını işgal edilmiş durumda. Çoğu zaman yayalar kaldırımda yürüyemediği için yoldan yürümekte ve can güvenliği tehlikeye girmekte.
Bu yılın ilk günlerinde Efeler Belediyesi seksen yıl sonra bir ilke imza attı ve Yağcılar içinde SIFIR İŞGALİYE uygulaması başlattı. Yayaların rahat yürüyebilmeleri için araç trafiğine kapatılmış bulunan bu yol SIFIR İŞGALİYE öncesinde yürümek için tam bir vermek zorunda kalıyordunuz. Zira esnafın, işportacıların yol içerisine koydukları tezgahlar nedeni ile yayalara yürüyecek yol kalmamıştı. Efeler Belediyesi SIFIR İŞGALİYE uygulaması ile Yağcılariçi’ni nefes alınabilir bir hale gelmesini sağladı. Başkan Fatih Atay’ı bu uygulaması nedeni ile kutlamıştık. Şimdi yeni beklentiler var. Kentin özellikle şehir merkezinde, çarşı içinde Yağcılariçi gibi bir çok noktası var işgal edilmiş durumda. Bir başka ifade ile esnafın kurtarılmış bölgesi gibi. Buralarda da SIFIR İŞGALİYE uygulaması başlatması bekleniyor. Efeler Belediyesi ve Kuşadası Belediyesi’nin başlattığı SIFIR İŞGALİYE uygulamasını bütün ile yayılmalı, BÜYÜKŞEHİR Belediyesi de kendi sorumluluk alanlarında bu uygulamaya yaşama geçirmelidir.
Kaldırımlar yayaların kullanımı için var ise ne esnaf, ne de otomobiller tarafından işgal edilmesinin, kurtarılmış bölge ilan edilmesinin önüne geçilmeli. Bir seksen yıl daha beklemeye gerek yok. Sadece biraz cesaret ve biraz kararlılık yeter.

seksen-yil-daha-beklemeye-gerek-yok-aydin-sari-150582-69f41c775405e4cca513ada403377945.jpeg