Her fırsatta Türkiye’ye insan hakları tersi vermeye kalkan Avrupa Ülkeleri ve Batılı ülkeler. Bugün ülkemizin kuzeyinde, Yunanistan ve Bulgaristan sınırında bir insanlık dramı yaşanıyor ama kimsenin umurunda bile değil.
Türkiye sınırlarından geçişleri müdahale etmeyeceğini açıkladıktan sonra yıllardır Türkiye’de bulunan ve çeşitli yollarla Avrupa’ya geçmeye çalışan Suriyeli göçmenler bulundukları yerlerden Yunanistan sınırına hareket ettiler. Umutları Avrupa’ya geçmek ve Avrupa ülkelerinden birinde yaşamlarını sürdürebilmekti.
Peki ne oldu? Yunanistan sınırlarına asker ve polis yığdı. Sınırları kapattı ve geçişlere izin vermeyeceğini söyledi. Buna rağmen sınırı geçmeyi başaranlara karşı tutumu ise tam bir insanlık dışı davranış. Yakaladığı göçmenleri çırılçıplak soymak, nesi var, nesi yok alıp tekrar Türkiye’ye göndermek.
Avrupa ve Avrupa ülkeleri, hani siz insan haklarına saygılıydınız. Her şeyden önce insanlık diyordunuz neredesiniz? Gözünüz görmüyor, kulağınız duymuyor mu? Türkiye’ye insan hakları dersi verenler sizin insanlığınız nerede kaldı?
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 13 ve 14. Maddeleri bakın ne diyor?
Madde 13
1. Herkesin, her Devletin sınırları içinde seyahat ve oturma özgürlüğüne hakkı vardır.
2. Herkes, kendi ülkesi de dahil, herhangi bir ülkeden ayrılma ve o ülkeye dönme hakkına sahiptir.
Madde 14
1. Herkesin, sürekli baskı altında tutulduğunda, başka ülkelere sığınma ve kabul edilme hakkı vardır.
2. Gerçekten siyasal nitelik taşımayan suçlardan kaynaklanan ya da Birleşmiş Milletlerin amaç ve ilkelerine aykırı fiillerden kaynaklanan kovuşturma durumunda, bu hak ileri sürülemez.
Evrensel Bildirgenin bu maddeleri ve fıkralarını ne çabuk unuttunuz da Suriyeli sığınmacılara, Suriyeli göçmenleri Nazi Almanya’sının uyguladığı işkence ve insanlık dışı muameleye göz yumabiliyorsunuz?
Birleşmiş Milletler’in 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme ve Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1967 Protokole ne oldu? Niye bugün bu protokolün gereğini yerine getirmiyorsunuz?
Evet, bugün bu Suriyeli göçmenler meselesi bir kez daha ortaya koymuştur ki, Avrupa ve Avrupa ülkeleri insan hakları konusunda yine sınıfta kalmışlardır. Kendi insanlık dışı davranışlarına bakmadan Türkiye’ye İNSAN HAKLARI dersleri vermeye kalkanlar o dersleri önce kendileri okumalılar, zira bildiklerini unutmuş görünüyorlar.
TÜRK BASINININ GELDİĞİ NOKTA
Basın toplumda olup biten olayları tam bir ayna gibi topluma yansıtma görevi yapar. Toplumun haber alma kaynağıdır. Toplum nerede ne olmuş, ne bitmiş bilme hakkına sahiptir, bu hakkı da basın aracılığı ile kullanır.
Bugün ülkemizde basının geldiği nokta ne yazık ki at gözlüğü ile bakan ve sadece bir tarafın aynası olan, karşı taraf söz konusu olduğu durumlarda sırı dökülmüş ayna gibi olmuş bir durumda. Bu kanıya nasıl vardığımız da aslında ortada duruyor. Önceki gün Türkiye’de yeni bir parti kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığı’na sundu. Yaygın medyaya (havuz medyasına) baktığınızda bu konu ile ilgili tek satır göremiyorsunuz. Niye gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında Ali Babacan’ın partisi ile ilgili tek bir satır yok? Çünkü o haber kendi istedikleri gibi bir haber değil. Çünkü, Ali Babacan ve arkadaşları kurduğu parti muhalif bir parti.