Sevgili Hedef okurları,
Sizlere kucak dolusu selamlarımı iletiyorum. Daha önce de bahsettiğim gibi sorularınız olursa bana mail adresimden ya da yazılarımın altına yorum bırakarak ulaşabilirsiniz.
***
Gelelim bu haftaki konumuza. Bu hafta sizlerle yaz aylarında artan diş problemlerinden bahsetmek istiyorum.
***
Yaz ayları gelince soğuk yiyecek-içecek tüketiminin artması hastalardaki hassasiyet şikayetlerinin de artmasına yol açabiliyor. Genellikle de “Dondurma yerken dişlerim sızlıyor; Sıcak bir yemeğin yanında soğuk içecek tüketemiyorum; Meyve yerken dişlerim kamaşıyor soğuk halde tüketemiyorum” gibi yakınmalarla çok karşılaşılabiliyor.
***
Peki neden oluyor tüm bunlar?
Bunlar basit dişeti ve hassasiyet problemlerinin göstergeleridir aslında. Ama elbette ki net bir tanı için diğer sebepleri de mutlaka göz önünde bulundurmalıyız.
***
Bir hekim için bu konudaki değerlendirme kriterlerini şöyle sıralayabiliriz ;
-Diş hassasiyetinin şekli ve niteliği ( vurucu, künt, şiddetli, devamlı, spontan…)
-Hassasiyetin lokalizasyonu (yaygın veya tek diş)
-Bir uyarıcı sonrası şikayetin başlaması
-Ağrının derecelendirilmesi (1 az-10 şiddetli)
-Hassasiyetin dişin hangi yüzeyinde başladığı
***
Tüm bunların yanı sıra diş hassasiyeti ve diş ağrısının ayrımı da çok önemlidir. Diş ağrısının da hassasiyetin de bir çok farklı sebebi olduğundan genellikle hastalar ağrı mı yoksa hassasiyet mi tereddütüne düşebilmektedir.
***
Diş hassasiyetinin başlıca sebeplerini sırlayacak olursak;
-Çürük ve Çatlak dişler: Dikey ve yatak çatlaklar bulunan veya çürük mevcut olan dişlerde özellikle karşıt dişlerle temas esnasında , bir şeyleri ısırma koparma ağız açıp kapama esnasında oluşan durumlar
-Eski dolgulu dişler : Özellikle dolgu-diş uyumsuzluğu oluşan uzun yıllar önce yapılmış metal dolgular
-Diş taşı varlığı: Diş taşı varlığı dişetlerinin çekilmesine de sebep olduğu için hassasiyet oluşumunda da oldukça etkilidir.
-Dişeti çekilmesi: Bu durum yaşa bağlı da gelişebildiği gibi sert ve yanlış fırçalama da dişeti çekilmesinde önemli rol oynamaktadır.
-Diş dokusundaki aşınmalar: Yine yanlış fırçalama tekniğiyle oluşan diş minesindeki ve çekilmiş dişeti bölgesindeki kök yüzeylerinin aşınması diş hassasiyetlerinin artmasında önemli ölçüde etkilidir.
-Erozyon lezyonları: Düşük Ph’lı yani asit içeriği ve karbonhidrat seviyesi yüksek kola, meyve, şekerli gıdalar, enerji içeceklerine bağlı olarak diş yüzeyinde çürük oluşmadan madde kaybı oluşmaktadır.
-Beslenme Düzeni: Herhangi bir sebeple aşınmış diş yüzeylerinde asit içeriği yüksek gıdaların tüketilmesi hassasiyeti arttıracaktır. Daha önceden erozyona bağlı oluşan dişlerdeki madde kayıplarını ve hassasiyetin artmasına sebep olabilir.
-Genetik Yatkınlık: Bu tip hassasiyetin sebebi %10 oranında diş kök yüzeyinin örtülenememesi kaynaklı anatomik bir yapı bozukluğudur.
-Dolgu sonrası hassasiyet : Temizlenen çürüğün diş sinirine yakın düzeyde olması kullanılan dolgu ve yapıştırıcı malzemelerinden de kaynaklı özellikle 3-7 gün arası hassasiyete sebep olabilir.
-İlaç kullanımı : Ağız kuruluğuna, epitel incelmesine, dişeti büyümesine sebep olan bazı ilaçlar (bazı alerji ilaçları, tansiyon ilaçları, epilepsi ilaçları, psikotik ilaçlar)
-Beyazlatma hassasiyeti: genellikle işlem esnasında oluşan hassasiyettir.
-Diş gıcırdatma
***
Diş hassasiyetinin önüne geçmede hasta neler yapmalı?
-Diş fırçalamada orta-sert bir fırça kullanılmalıdır.
-Tüketilen gıdalara dikkat edilip asitli yiyecek-içecekleri mümkün olan en az oranda kullanılmalıdır.
-Soğuk ve sıcak gıdalar bir arada tüketilmemelidir.
-Asitli içecek içiminden sonra mutlaka bol miktarda su tüketilmelidir.
-Flor içeren macun,gargaralar kullanılmalıdır.
-Diş hekimi kontrolü aksatılmamalıdır.
***
Bu kadar çok etken ve çözüm göz önünde bulundurulduğunda ; diş hekiminizin bütün olasılıkları gözden geçirip doğru bir teşhisi ve tedavi planlaması oluşturması önemlidir. Gerekli durumlarda cerrahisiz ve cerrahi dişeti tedavisi uygulamaları, flor uygulamaları, bonding işlemleri gerekebilmektedir.
***
Hassasiyeti ihmal etmeyin ki sorunlar daha da büyümesin.
Sağlıklı günler dilerim.