Tüm dünyada çocuklara adanmış tek bayram olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı bu yıl meydanlarda okul bahçelerinde, stadyumlarda olmasa da coşku ile kutladık.
Evlerin balkonlarından, pencerelerden ve sitelerin bahçelerinde cıvıl cıvıl çocuk sesleri eşliğinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’mizin yüzüncü yılını kutladık.
Evlerimizi süsledik, balkonlarımızı, pençelerimizi balonlar ve balkonlarla donattı. Bu yıl farklı kutlayacağımız 23 Nisan’ı evde de olsa bir şölene dönüştürmekti gayemiz, sanırım başardık da.
Hele İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in üstü açık otobüs ile şehri turlayarak çocukların bayramını kutlaması ayrı bir renk kattı kutlamalara.
Aydın’da da Efeler Belediyesi’nin oluşturdu konvoy ve müzik şöleni, Büyükşehir Bandosunun otobüs üzerinden verdiği konserler bu bayramın ayrı ayrı birer renleriydi.
Hele bir de sadece cadde ve bulvarlar üzerinde dolaşmayıp, ara sokaklara da girebilseler ve bu sokaklardaki çocukları da sevindirebilselerdi çok daha güzel olacaktı.
Umarım gelecek yıl meydanlarda ve stadyumlar da daha büyük bir coşkuyla 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlama şansını bulabiliriz.
ÇOCUKLARIN YÜZDE 32’Sİ
Çocuk bayramını kutladığımız şu günlerde bir araştırma verilerine dayalı haber okudum
Haberde deniliyor ki;
“Türkiye’de 15-17 yaş arasındaki 3 milyon 649 bin çocuğun 574 bininin çalışmak zorunda kaldığına dikkat çekilerek çocukların yüzde 32’sinin yoksullukla boğuştuğu belirtildi.”
Yine aynı haberde; 2019 yılsonu itibarıyla, Türkiye’de 22 milyon 876 bin 798 çocuk yaşıyor. 5-17 yaş grubundaki çocuk sayısı 16 milyon 457 bin, 15-17 yaş grubundaki çocuk sayısı ise 3 milyon 649 bin olarak kayıtlara geçmiş.
TÜİK verilerine göre, bir işte çalışan 5-17 yaş grubu çocuk sayısı 720 bin olarak kayıtlara geçti. Çalışmak zorunda olan çocukların yüzde 80’ini, 15-17 yaş grubuna mensup 574 bin çocuk oluşturdu. Buna göre Türkiye’de sayısı 3 milyon 649 bin olan 15-17 yaş grubundaki her 100 çocuktan 16’sı çalışmak zorunda.
2017’de 6 milyon 893 bin olan yoksul çocuk sayısına 2018’de 443 bin yeni çocuk eklendi. Buna göre bir önceki yıla göre artış yüzde altı oldu. Veriler Türkiye’deki çocukların yüzde 32’sinin yoksul olduğunu gösterdi.
Bu veriler ışığında, Türkiye’de gelir dağılımındaki adaletsizlikten söz edebilir. Çocuk işçilerin bugünü ve yarınından söz edebiliriz. Her şeyden önemlisi çocukların yüzde 32’sinin sıcak evlerinde, ya da okullarında olmak yerine çalışmak zorunda oldukları. Büyüyen ekonomimizde işsizliği azaltacağımız, gelir adaletsizliğini ortadan kaldıracağımız düşünülebilir, ancak çocuk işçilerin sayısını galiba biz gelişip büyüdükçe, ekonomimiz yüzde beşlerin üzerinde büyüme rakamları yakaladıkça çocuk işçilerimizin sayısı da büyüyor.
Yoksulluk ve çocuklardan söz etmişken, 1980’li yıllarda kaleme aldığım bir şiirimden kısa bir bölüm aktarmak isterim.
“Benim ülkemde çocuklar
Hep elleri nasırlı
Başları açık, yalın ayak
Benim ülkemin çocukları
Bilmezler cicili bicili oyuncakları
Bilmezler süslü giysileri
Ve çocukluklarını
Kimileri sevinç çığlıkları
-Ama hangileri-
Kimileri ellerinde satılık malları
(…)
Kimileri bağırır çarşı Pazar
-Haniya bunlar tavşankanı kesmece
-Seç seç al
-Buyur hanım abla seç seç al.
Ülkemde çocuklar
Hep elleri nasırlı
Başları açık, yalın ayak”
Çocuk işçilerin sayısının her geçen gün artmadığı, bütün çocukların mutlu olduğu günler dileği ile.