Gazetecilik, toplumun kendisini ilgilendiren konularda tarafsız bir şekilde bilgiye erişmesi ve siyasetçilerin denetlenebilir bir konumda tutulmasında önemli bir rolü olan bir meslek. Gazetecilik giderek zorlaşıyor.
Her yıl Freedom House tarafından düzenli olarak yapılan basın özgürlüğü analizlerine göre, 2016 yılının tüm dünyada basın özgürlüğü açısından son 13 yılın en kötü dönemi olduğu
Mesleğini yapabilecekleri bir iş bulmakta zorlanan gazeteciler, bir de mesleklerinin vicdani yükü altında ezilmeden bireysel özgürlüklerine sahip çıkmaya çalışıyorlar.
1961’den bu yana 10 Ocak günleri “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak anılıyor. 4 Ocak 1961’de kabul edilen “212 Sayılı Kanun” ile çalışan gazetecilere bir takım yasal güvenceler sağlanması vesilesiyle ortaya çıkan bu önemli gün, sadece Türkiye’de kutlanıyor. Bu gün vesilesi ile Doğruluk Payı tarafından yapılan araştırma sonuçları çarpıcı sonuçlar ortaya koymakta.
GAZETECİLİK BÖLÜMÜ MEZUNLARI İŞ BULMA KONUSUNDA ZOR DURUMDA
Türkiye’deki gazetecilik mesleğinin sorunları fakülte kapısından dışarı çıkıldığı andan itibaren başlıyor. TÜİK verileri, 2014 yılında gazetecilik ve enformasyon bölümlerinden mezun olanlar arasında işsizlik oranının %29,2’ye çıktığını gösteriyor. Mezun olunan alana göre işsizlik oranları incelendiği zaman, gazetecilik bölümünün genellikle en yüksek işsizlik oranına sahip birkaç alandan birisi olduğu göze çarpıyor.
TUTUKLU GAZETECİ SAYISI ARTIYOR
Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) kayıtları, 2000 yılından bu yana tutuklu gazeteci sayısının önemli ölçüde arttığını ortaya koyuyor. 2000 yılında dünya genelinde tutuklu gazeteci sayısı 81 iken 2017 yılında bu sayı 262’ye yükselmiş. Öyle ki 2017’de sadece Türkiye’de tutuklu olan gazeteci sayısı 2000’lerin başında dünyadaki tutuklu gazeteci sayısına yakın. 2017’de toplam 73 gazetecinin cezaevlerinde bulunduğu Türkiye, dünyada en fazla tutuklu gazeteciye sahip ülke durumunda. Türkiye’deki tutuklu gazetecilerin her biri devlete karşı suç işlemekten yargılanıyor.
1990’LARDAN DAHA KÖTÜ SEVİYEDE
1980’den bu yana ülkelerdeki basın özgürlüğü seviyesini ölçmeye yarayan çalışmalar yapan Freedom House, Türkiye’yi bir süredir basın özgürlüğü olmayan ülkeler kategorisinde listeliyor. 23 alt başlık altında kümelenmiş sorulara, uzman görüşleri eşliğinde yanıt arayan Freedom House Basın Özgürlüğü çalışması, ayrıca 2017 raporunda Türkiye’yi bir önceki yıla göre en çok gerileyen ülkeler arasında üçüncü sıraya yerleştirmiş. Aşağıdaki grafikte görüleceği üzere Türkiye, 2017’deki skoruyla basın özgürlüğü konusunda 1995’deki seviyesine gerilemiş vaziyette. Çalışmada ülke skoru 100’e yaklaştıkça basın özgürlüğünün azaldığını belirtelim.
Bu veriler ışığında ve her yıl biraz daha zor durumda bulunan gazeteler ve gazetecilerin mesleklerini yapabilmek, objektif habercilik yapabilmek için öncelikle ekonomik olarak özgür olmaları gerekmekte. Zaten bu ekonomik özgürlük konusudur ki 1961 yılında 212 sayılı yasa çıkarılırken çalışan gazetecilerin ücretlerinin peşin olarak verilmesini ön görmüştür. Yani işe başlayan bir gazeteci başladığı günü maaşını almakta ve mesleğini daha rahat yapabilmesinin yolu açılmaya çalışılmaktadır.
Bugün geldiğimiz noktada gazeteciler topluca ya da birer ikişer işten çıkarılmakta, çalışanlar da aylarca maaşlarını alamamaktalar. Bu koşullar altında mesleklerini onurlu bir biçimde yapmaya çalışmaktadırlar. Mesleğini onuru ile yapan ve eğilip bükülmeden doğruları objektif bir biçimde okurlara ulaştıran tüm gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü kutlu olsun.
Gazeteciler özgür olduğu, ekonomik kaygılar içinde olmadığı günler dileğiyle.