Neclican' ı ilk defa 2018 yılında TEDx adlı konferanstaki konuşmasıyla tanımıştım. 17 dakika süren konuşmasıyla ders niteliğinde çok fazla şey anlatan Neslican, üç defa kanser hücreleri ile savaşını galip olarak bitirmişti, dördüncü savaşında ise mücadelesinin ödülünü almaya gitti.
O kaybetmedi, onun gidişi mağlubiyet değil zaferi temsil ediyor. O, genç, yaşlı, hasta ve sağlıklı olan herkese mücadele ve umut ışığı oldu. Yaşadığı süreci, bu süreçte çektiği acıları ve bu acılarla nasıl başa çıktığını anlattı hep. Acılarını tiye alıp, insanların düşüncelerine aldırmadı ve böyle durumlara acınmamalı, bu durumlar ötekileştirilmemeli hatta normalleştirilmelidir dedi. Kendini toplumdan soyutlamak yerine topluma daha çok karıştı, olumsuzlukların içinden olumluları çekip çıkardı.
"Evet ben bacağımı kaybettim ama hiçbir zaman yaşama sevincimi, yaşama umudumu kaybetmedim. Ne kadar zamanımın kaldığını bilmiyorum, siz de bilmiyorsunuz. Hiçbirimiz ne kadar zamanımızın kaldığını bilmeden yaşıyoruz. O zaman en güzel şekilde yaşamalıyız. Bacağımın kesilmiş olmasının hayatımı etkilemesine izin vermeyeceğim. Ben bir bacaktan ibaret değilim ki... Çok daha fazlasıyım!" sözleriyle binlerce insana rol model oldu. Mekânın cennet olsun güzel insan, demir kadın. Sen, mücadelenin sembolü olarak kalplerde güzel izler bıraktın."