"Çok değil bundan yirmi yedi gün önce 2 Nisan 2019'da Kocaeli'nin Gebze ilçesinde Atatürk Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı 45 yaşındaki Necmeddin Kuyucu okulda kendi odasında öğrencisi tarafından bıçaklanarak öldürülmüştü.
15 Aralık 2017 tarihinde İzmir'in Ödemiş ilçesindeki ​Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen de öğrencisi tarafından pompalı tüfekle vurularak öldürülüyor ve bu olayın aydınlatılması için ise Milli Eğitim müfettişi Doğan Ceylan görevlendiriliyor. Necmeddin öğretmenimiz ve Ayhan öğretmenimiz ve bu güne dek eğitim şehidi olan tüm öğretmenlerimizin adına, onların sesi olmak adına bugün köşemi özellikle anne ve babaların okuması gereken Milli Eğitim müfettişi Doğan Ceylan'ın raporuna bırakıyorum:

Duygusuz Nesil Tehlikesi

Hayatın gerçeklerinden habersiz, duygusuz ve bencil bir nesil geliyor.

Şehitler için gözyaşı döken kendi ana babalarını anlamıyorlar. Başkalarının çocukları için ağlamaya anlam veremiyorlar. Yanı başımızdaki savaşlar, acı çeken çocuklar, ölen on binlerce insan onları hiç ilgilendirmiyor.

Tüm acı gerçekleri çizgi film tadında izliyorlar ve yürekleri hiç acımıyor. Hayatlarının odağındaki tek şey eğlenmek... Eğlenemedikleri tüm zamanları kendilerine bir işkence olarak görüyorlar.

Kendileri için yapılan fedakârlıkların hiç farkında değiller. Kıymet bilmiyorlar ve vefasızlar. Herkesi kendilerine hizmet etmek için yaratılmış görüyorlar. İnsanlara verdikleri değer, onların isteklerini yerine getirebildikleri ve ne kadar eğlendirdikleriyle orantılı.

Hayatlarında eğlenmekten başka bir amaç olmadığı için artık tek eğlence kaynağına dönmüş telefon ve tabletlerini ellerinden aldığınızda dünyanın sonunun geldiğini zannediyorlar.

Çocuklar hayattan bihaber. Açlık nedir bilmiyorlar, yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarında, acıkmalarına fırsat bile vermiyoruz. Öyle ki yemek yemeyi bile işkence görür hale geliyorlar.

Susuzluk nedir, hiç bilmiyorlar. Hiç susuz kalmamışlar. Üç adımlık yolda bile susarlar diye yanımızda içecek taşıyoruz. Çocuk daha susadım demeden ağzına suyu dayıyoruz.

Çocuklar hiç üşümüyor. Soğuk havalarda evden çıkarmıyoruz. Okula giderken kırk kat sarmalayıp çıkarıyoruz, hiç titremiyorlar.

Çocuklar hiç ıslanmıyorlar. Evden arabaya kadar üç metrelik mesafede şemsiyesini başına tutuyoruz. Saçına bir tek yağmur damlası düşürmüyoruz. Yorgunluk nedir bilmiyor çocuklar. İki adımlık mesafelere bile arabayla götürüyoruz, yorulmasınlar diye.

Yokluk nedir bilmiyorlar, daha istemeden her şeyi önlerine sunuyoruz. Bu yüzden varlığın kıymetini bilmiyorlar. Çocuklar hissetmiyor yaşamı. Açlığı bilmedikleri için açlara acımıyor, üşümek nedir bilmedikleri için sokaktaki evsizleri umursamıyor.
Müdahale edilmezse gelecek iyi şeyler getirmeyecek ülkemize. Bu sorunu devlet derinden hissetmeli. Bu sorunun çözümü için çalıştaylar düzenlenmeli. Öğretim programları ve ders materyalleri revize edilmeli. Okulların duygu eğitimi konusunda rolleri artırılmalı. Geç kalınmadan bu sorun mutlaka çözülmeli. Bu sorun çözülmezse ülke çözülecek.
Doğan Ceylan - Milli Eğitim müfettişi.
Ve ders niteliğindeki bu raporun baş rolde olduğu köşemi Fuzuli'nin bir sözüyle kapatmak istiyorum: Efendim, Fuzuli, yüzyıllar öncesinden şöyle der: "Acep zemaneye kalduk, gelinuz ağlaşalum..." ibret almak ve toparlanmak için ölene kadar vakit var hiçbir şey için geç değil yalnız çok geç olmadan toparlanmamız gerek."