AKP’de değişim ve yenilenme süreci, delege belirleme dönemi ile birlikte başlayacak gibi görünüyor. AKP çevrelerinden gelen bilgiler ve kamuoyuna yansıyan bazı bilgilere göre, delege seçimleri, il ve ilçelerdeki ‘ekipleşme ve akrabaların’ yönetime getirilmesinin önüne geçilecek şekilde.
Bu ifadeleri duyduktan sonra aklıma ilk gelen BAL YİYEN ÇOCUK hikayesi geldi. Hani şu sürekli bal yiyen, başka bir şey yemeyen çocuğa hocaya götürdükleri hikaye. İsterseniz bir kez daha anımsayalım öyküyü.
“İMAM-I AZAM VE BAL YİYEN ÇOCUK
Çocuğun birisi bal yiyince vücudunda yaralar çıkıyormuş, ama bir türlü bal yemeyi de bırakamıyormuş.
Ailesi, çocuklarının bal tutkusunu önleyebilmek için hekimlere gitmişler, tedbirler uygulamışlar, ama nafile!
Sonunda, tavsiye üzerine, Ebu Hanife Hazretlerine gitmişler.
İmam Ebu Hanife, sorunu dinledikten sonra çocuğun ana ve babasına; “Kırk gün sonra gelin” demiş.
Anne ve baba buna bir anlam veremese de çaresizlik içinde mecburen geri dönmüşler.
Kırk gün geçtikten sonra tekrar Ebu Hanife Hazretlerinin huzuruna varmışlar.
İmam-ı Âzam, çocukla kısa bir görüşme yaptıktan sonra ona; “Bundan sonra bal yeme evlâdım!” demiş.
Sonra da çocuğun ailesine dönüp; “Tamam, gidebilirsiniz.” demiş.
Anne-baba şaşkınlık içinde; ”Bu mudur yani?” dermişçesine birbirine bakmışlar.
Öyle ya, kırk gün bekleyip de sonunda sadece bir cümle duymak, anlaşılır bir durum değilmiş.
Fakat karşılarındaki zat da devrin en büyük alimi… Sıradan birisi değil ki…
Onun dediği gibi yapmışlar ve evlerine dönmüşler.
Sonraki günlerde akmışlar ki çocukları artık bal istemiyor!
Merak etmişler bunun sebebini.
İmam-ı Âzam’a tekrardan rahatsız etmişler ve ona;
-Efendim, ona bir cümle söylediniz. Nasıl onu baldan vazgeçirebildiniz? Nedir bunun hikmeti? diye sormuşlar.
Gülümseyerek şöyle cevap vermiş İmam-ı Azam Ebu Hanife:
-Kırk gün önce, ben de bal yiyordum. Bal yiyen birinin, başkasına bal yeme demesi etkili olmazdı. Sizin ilk gelişinizde bal yemeyi kestim, önce nefsimde denedim bunu. Kendim bunu bırakmanın mümkün olduğunu görünce sözüm de ona tesir etti.”
Şimdi biz yine dönelim AKP delege seçimleri ve kongre süreçlerine. İmam-ı Azam hikayesinde olduğu gibi, eğer siz sürekli bal yiyorsanız, sözünüzün bir itibarı yoktur. Önce siz vazgeçeceksiniz ki sözünün itibar bulsun ve dinlenir, uygulanabilir olsun.
AKP’nin üst yönetiminde ve AKP genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın çevresine bakar ve bakanların, danışmanların kimlerden olduğunu görür ve ondan sonra da genel başkan olarak ‘EKİPLEŞME VE AKRABA İLİŞKİLERİNE SON’ diye bir söylemde bulunursanız bunun hiçbir hükmü kalmamış olacaktır. Zira benzer ilişkiler yumağı Cumhurbaşkanı’nın etrafında çoğunlukla vardır. Anlaşılan o ki, AKP’nin önümüzde kongre süreci de ‘YENİLENMEDEN çok yineleme olacak gibi duruyor.
Bekleyip göreceğiz…